İncelikler Yüzünden.





İnsan ilişkileri gün geçmiyor ki bana yeni bir şey öğretmesin. Yakından tanıyanlar iyi bilirler Polyanna tadında bir iyimserlik, fazla (gereksiz) nezaket ve insanları kırmama çabası içerisinde ömrümü geçirdiğimi (heba ettiğimi). Davranışlarda esas olan niyettir. Bugüne kadar kasıtlı olarak hiç kimseye zarar vermedim, düşünemediğim şeyler olmuştur elbet bunlar da karşımdaki insanı üzdüyse eğer telafi etmek için fazlasıyla uğraştım. Kutsal öğretilerdeki gibi sana bir tokat atana diğer yanağını çevir mantığı çerçevesinde idame ettirdiğim yaşantımda bu davranışın şeklinin içinde bulunduğumuz yüzyılda hiçbir şekilde takdir görmediğini söyleyebilirim. 

Zaten zaman ilerledikçe gelen öğretiler de "göze göz" esasına dayanıyor. Birisi size kasıtlı olarak zarar vermeye çalışıyorsa, siz de ona aynı şekilde zarar verin diyor. Düşününce bu bana hiçbir şekilde mantıklı gelmezdi, o insana karşılık versem ne olur, bu onun özünü değiştirecek mi? Hayır. Ancak zamanla karmik olarak yaşayacağı şeyler ile özünü değiştirecek çıkarımlarda bulunabilir deyip kırılsam da üzülsem de olayları akışına bırakırdım. Bugün aşk, iş, arkadaş ilişkilerinde bu düşünce şeklinin hiçbir şekilde işe yaramadığını tecrübe ile sabit olarak paylaşmak istiyorum. Aşk hayatında siz karşınızdaki insan üzülmesin diye incelikli davranırsanız karşınızdakinin kasıtlı kötü niyeti ile hiç olmadığı kadar üzülebilirsiniz. İş hayatında yumuşak yüzünüz size sorumluluğunuz olmayan işleri yığmak isteyen fırsatçılar olarak geri dönebilir. Ya da etrafınıza bakın hiç uzlaşmacı yönetici görüyor musunuz? Günümüzde ne kadar agresif ne kadar kavgacı kişi varsa onlar iş hayatında cevval sayılıp el üstüne tutuluyor. Arkadaşlık ilişkileri de aynı şekilde. Yüzünüzü yumuşak görüp de sizden maddi manevi yararlanmamış bir kişiyle hiç karşılaşmadığınızı söyleyebilir misiniz? 

Size bir tokat atana çekinmeden bir tokat da siz atın. O güne kadar içinizde tuttuğunuz bir şey varsa bırakın gitsin. Sizin canınızı yakan kişi de canı yanınca en azından kendisini sizin yerinize koyup belki davranışlarını sorgulama yoluna gidebilir. Karmik düzene güvenmeyin anlamına gelmiyor bu, ilahi adalet her zaman vuku buluyor ancak zamanlama olarak sizin istediğiniz zamanda gerçekleşmeyebiliyor ve siz size kasıtlı zarar veren insanlara içten içe kinleneceğinize siz onlara aynı şekilde karşılık verin. Onlar için değil, kendiniz için yapın bunu. İçinizde taşımayın olumsuz duyguların yüklerini. Kısacası içinizi şişirmeyin :) Hayat sizin duygu yükleyip içinizde defalarca yaşadığınız olaylara takılınmayacak kısa ve güzel. Hem tüm bunlar incelikler yüzünden değil mi? Bu yüzyılda fazla incelik hiçbir şekilde takdir görmüyor dostlarım. Siz ne kadar başkaları için ince düşünürseniz, sadece kendileri için "ince" bir şekilde düşünebilen insanlar tarafından iyi niyetiniz o kadar istismar ediliyor olacak.

Sizce bir olay gerçekleştiğinde o anda çözüp içinizi soğutarak bir daha aynı duygu yoğunluğu ile o olayı hatırlamamak mı daha kolay, yoksa içinize atıp bunun size kemirmesine izin vermek  mi? Lütfen kendinizi insanlardan daha çok düşünün ve sevin. Negatif duygular içinizde ne kadar az olursa hayatla o kadar barışık ve mutlu olacağınızı unutmayın. Kendinizi insanlardan beslenen iyi niyet emicilerden koruyun. 2015 yılında eskisinden farklı olarak daha agresif bir Giz var. Önce ailesini sonra kendisini daha çok seven ve daha agresif koruma güdüleriyle hareket eden bir Giz. Size tavsiyem uzlaşmacılık bir yana, gerektiği zaman kırıcı olabilin. Kalbi kara kötü niyetli insanların size daha az zarar verebileceğini göreceksiniz…


CONVERSATION

24 comments:

  1. Gizem, peki o zaman sana kilit soruyu soruyorum "o tokatı attın mı?" :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Hayır atamadım değil, atmaktan vazgeçtim. Benim söylediklerimi yapın yaptıklarımı yapmayın :p Kötüyle kötü olmak çok yaklaşıp başarmak istediğim bir şey ama sonuç değişmeyecekti biliyorum ve ben yukarıda yazıda her ne kadar savunmuş olsam da kendi doğama yenik düştüm...

      Sil
  2. Kalp kırmamaya evet ama herkese nasıl davrandığını göstermek ve nasıl üzüntülere sebep olduğunu bildirmek açısından, onlara ayna tutmaya ben de evet diyorum. Çok haklısınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dİlerim zamanla ben de uygulamayı başarırım bunu. Kimi insana ayna tutup üzerine güneşi indirseniz o yine kendi ışıltısını görür baktığı yerden :)

      Sil
  3. Söylediklerin ne yazık ki çok doğru ; eğer yumuşak yüzlü isen bir nevi 'aptal' sanılıyorsun.

    Ama tokada tokat işini pek becerebileceğimi sanmıyorum ne yazık ki,ben kendimi korumak için uzaklaşmayı seçiyorum hatta seçtim.
    İnsanlardan uzak duruyorum ve çok az kişi ile görüşüyor ve diyaloğa giriyorum,kabuğumdayım yani.

    Yeni Giz eğer faydasını görürse o zaman bana da biraz ders verebilir değişim konusunda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En güzelini yapıyorsun ben de mevcut ruh halim gereği kabuğuma çekiliyorum. Uğraşmaya gücü kalmıyor bazen insanın, karşısındaki uğraşılmayı hak etse de. Bazen sadece peki deyip geçmek gerekiyor, kabullendiğinden değil insan tükendiğinden.

      Sil
  4. Sana kendimi neden bu kadar yakın hissettiğimi bu yazını okuyunca daha da iyi anladım...Ve incelikler yüzündeni ben de hep kullanırım biliyor musun?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke ortak yanımız bu olmasaydı tatlım :) üzülen hep biz oluyoruz, insanların çoğu bu kadar ince düşünülmeyi hak etmiyor. Hak etmediklerini de her fırsatta kanıtlıyorlar. Dilerim insanları değiştirme umudumuz olmadığı için biz biraz olsun değişebiliriz ileride...

      Sil
  5. Ne kadar güzel ifade etmişsin. Bende fazlasiyla üzülerek öğrendim kendimi nasil koruyacağimi. Devir gerçekten kötülerin kazandiği bir devir diyerek inancimdan şaşmaktan korkarim ama iyi niyet elçisi olan ruhum kötülere karşi fazlasiyla kötü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kötülere fazlasıyla kötü olmak :) sevdim bunu ama o kötülerin bir sınırı yok ne yazık ki. Nerede duracaklarını bilmek bir yana tek bir çıkarım bile yapmıyorlar karşılarındaki insanın tavrından...

      Sil
  6. Üzülerek öğreniyoruz bunları.. Keşke herkes bizim gibi düşünse ama biz diğerleri gibi düşünmek zorunda bırakılıyoruz. Sessiz kaldıkça,alttan aldıkça, üstelemedikçe biz 'aptal' gibi görülüyoruz. Nabza göre şerbet derler ya, karşımdakinden ne görüyorsam aynı şekilde davranıyorum bende, aynı bir ayna gibi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet en çok da aptal yerine koymak insanı kızdırıyor. Bir de erdemli davranıp o tokatı atmayınca karşındaki insan şuursuz olduğundan zannediyor ki seni pusturdu, ya da senin gücün yetmedi :) oysa ki bilerek ve isteyerek daha fazlasını yapmıyoruz, keşke onlar da bunu algılayabilecek erdemde olsalar...

      Sil
  7. Uzun zamandir ugramamistim , neyse...yazdiklarin icime dokundu. Yakin sandigim yillarin dostulugu oyle masum duygularla kotu sonuclandi ki Allahim nasil olur dedigim seyleri yasadim yikildim sildim gitti doat sandigim kalbi farkli niyetli olan kisileri ama tokat atamadim atmadim. Diyecegim su ki Allahim ilahi adaletini gosterecektir. Bizim gibi 1 adim atana 1000 adim atanlar ne is hayatinda ne ozel hayayta uzulmeden yasayamiyorlar. Ozetle ; 2015 guzellikleri yasatsin..sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ne iyi ettin de uğradın. Dilerim herkes kalbindekinin karşılığını çok kısa zamanda bulur hayatta...Sevgiler.

      Sil
  8. Çok çok haklısın yazdığın her cümlede. Ama son yazılarını okudukça düşünmeden edemiyorum, senin gibi tatli iyi kapli bir insanı bu kadar üzecek ne oldu?... Herkes böyle olayları yaşıyor, insanların içinde her zaman iyilik olmadığını çok acı şekilde öğreniyor. İnan ki bende çok çirkin olaylar yaşadım, hiç haketmediğim tavırlarla karşılaştım... Ve o zor dönemimde senin yazılarını okumak, iyi niyetin, güzel enerjin bana iyi geldi... Seni hiç görmeden çok iyi tanıdım ve çok sevdim. Bana zor zamanlarımı atlatmamda en büyük destektin, senden umut etmeyi, iyilige güzellige inanmayı ne olursa olsun kötülüge izin vermemeyi öğrendim. Bırak sana kötülük yapanlar kötülükleriyle kalsınlar. Hayattaki en büyük zararları kendilerine aslında. Kizmak, cevap vermek sadece seni yorar, senin o tatli enerjini mutlulugunu yok eder. O kisilere en büyük ceza kendileri, gerisi de ilahi adalet zaten... Sen ne olursa olsun kendini üzmeyerek cezalandır onları. Güçlü olarak, mutlu olarak, ayakta dimdik durarak göster. Bunları bana sen öğrettin... Hayatındaki her şey çok güzel olsun ve inan seni çok güzel günler bekliyor! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hak etmediğim tavırlarla karşılaştım ve bazen insan göz ardı edebiliyor bazen edemiyor. Ben göz ardı edemediğim bir dönemdeyim. Çok teşekkür ediyorum içten ve mutluluk veren sözlerin için, yazdıklarımın bu kadar ileri gidebileceğini hiçbir zaman düşünmezdim bunu okumak apayrı bir mutluluk oldu benim için. Kızmak beni çok yordu, üzülmek de, bir noktaya kadar cevap vermek de. Ne kadar umut ve ilham verici satırların okurken kocaman bir gülümseme yayıldı yüzüme :) tekrar tekrar çok çok teşekkürler, dilerim güzel kalbinden geçen her şey fazlası ile senin olur...

      Sil
  9. Öncelikle selamlar tesadüfen blog sayfanızı buldum henüz inceleyemedim ama oldukça şık bir sayfa. Yorum yaptım ama hesabım açık değildi diye aktifleşmedi şimdi tekrar o içimi döktüğüm yorumu yapmak oldukça zor. Ama ondan daha zor olanda 16 yıldır yaşadıklarım ve halen yaşıyorum inanın insanları mutlu etmek iyi kalplilik diye bişiy yok daha uzun yazacağım...şimdilik hoşbulduk diyeyim sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler beğeniniz ve yorumunuz için. En kısa zamanda tekrar görüşmek dileğiyle sevgiler ;)

      Sil
  10. çok doğru tespitler, hele ki iş ortamında karşılaşılanlar nası doğru nası doğru :)

    ben de yaklaşık 10 ay önce bu hislere çok benzer duygularla yoğrularak memurluktan istifa etmiş biri olarak sormak isterim. son paragrafta bahsettiğiniz o değişimi nasıl başardınız. çünkü ben de 4 yıl süren memurluk, onun öncesinde bir o kadar da özel sektör denemeleri yaşadığım süre boyunca "değişim" uğruna ciddi çabalar harcadım. bu konuda profesyonel yardım da aldım ama ne kendimi koruyabildim zarar görmekten, ne de bi gıdım değişim yaşadım :( çareyi iş yaşamından elini eteğini çekmekte buldum...

    yaa resmen içimi de döktüm burda. sıkıcı oldumsa affola ;)

    daha önce de demişimdir ama olsun, samimi yazılarınız çok hoş...

    sevgiyle kalın ;)

    YanıtlaSil
  11. Gizem hanim.size ulasabilecegim bir mail adresi alabilir miyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, f.g.guzelce@gmail.com'dan ulaşabilirsiniz.

      Sevgiler,

      Sil
  12. Merhaba,

    Öncelikle bebeğiniz hayırlı olsun :) Sağlıkla gelsin..
    Benim size bir sorum olacaktı. Evinizin duvar rengi nedir acaba?

    Teşekkürler
    Aslı

    YanıtlaSil
  13. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  14. Giz'im
    Uzun süredir buralarda yoktum. Bebeğiniz için tebrikleri ve iyi dileklerimi sunuyorum Allah kucağınıza sağlıkla almayı ve mutlulukla büyütmeyi nasip etsin.

    Sözlerine katılıyorum. Ama biliyorum ki bu cevap verebilme meselesini uygulmada bir çoğumuz eksik kalıyoruz buyüzden de kötü ruhlar rahatsızlık sınırlarını zorluyor. Hepimiz için tek dileğim bu tip kara ruhlara dönüşmemek ve ünsani özelliklerimizi hep muhafaza edebilmek...

    İçten sevgilerimle:)

    YanıtlaSil