Mathias Enard - Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara
Roma ve Paris’te Michelangelo’nun eserlerini beğeni ile inceleyip kendisine olan hayranlığım kat be kat arttıktan sonra, Can Yayınları’ndan çıkan Mathias Enard’ın “Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara” adlı kitap kendimi, beslediğim bu hislere tercüman olurcasına sanatçının dünyasına açılan bir pencerede bulmamı sağladı. Enard’ın eseri, 16.yy’ın başları Kostantiniyye’sini Michelangelo’nun gözünden görmemizi sağlayan, sürükleyici, masalsı bir hikaye. Gerçekte Michelangelo’nun İstanbul’a gelip gelmediği kesin olarak bilinmemekle ve tarihçiler tarafından onaylanmamakla birlikte, yazar buna kesin gözüyle bakıp kitabın sonunda Sultan II. Bayezid’in davet mektubu ve sanatçıya ait çizim taslakları vasıtasıyla bunu belgeliyor.
Kitap isminin aksine bir savaş kitabı değil, filleri de anlatmıyor :) Okuyucuya, Haliç’e bir köprü yaptırmak isteyen II. Bayezid’in Da Vinci’nin projesini mühendisler tarafından yapılamaz ve ütopik bulunması üzerine kendisine bahsedilen bir diğer sanatçı olan Michelangelo’yu İstanbul’a davet edişini ve kendisi için bir köprü tasarlarması isteyişinin hikayesini anlatıyor. Da Vinci ile arası pek de iyi olmayan ve kendisini (ona üstünlüğünü) ispatlamak isteyen Michelangelo da bu teklifi kabul ederek gemi ile İstanbul’a geliyor ve olayları sonrasında onun gözünden yaşıyoruz.
Biz nasıl ki Avrupa’ya gidince mimarisi, kültürünün farklılığından etkilenip hayran kalıyoruz, Michelangelo da aynı şekilde alışmış olduğu kültürden İstanbul’a gelince şehrin farklılığı karşısında büyüleniyor. Enard bu hisleri bir yabancının gözünden çok samimi bir şekilde aktarıyor.
Kitabın yalın, heyecanlı ve akıcı üslubu dışında okurken sizi etkileyen bir diğer şey de Avrupa’da eserlerine büyük hayranlıkla baktığınız sanatçıların yaşadığımız şehre teğet geçmiş olması. Keşke Haliç köprüsü tamamlansaydı ya da Da Vinci de başka bir eser, bir anıt dikmiş olsaydı şimdi sahip olduğumuz kültür mozaiği nasıl da daha zengin olurdu diyorsunuz.
Kitapta, Michelangelo ile İstanbul’daki rehberi Priştine’li şair Mesihi’nin platonik ve belki de tek taraflı aşkı dramatik bir son ile kurgulanmış. Doğu ile Batı’yı bu iki karakter üzerinden sanat, din ve aşk üçgeninde düzlemsel bir köprü kurarak bir araya getiren yazar, olayları ve dönemin Kostantiniyye’sini tıpkı 1001 gece masalları arka planı gibi resmetmiş.
“Onlar çocuk; savaşları ve kralları,
Atları, şeytanları, filleri ve melekleri anlat onlara ama aşk
Ve benzeri şeyleri anlatmayı da unutma.”
Mathias Enard’ın 2010 Goncourt Des LyÈens ödülüne layık görülen eseri “Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara” bir çırpıda keyifle okuyacağınız ve kitaplığınızda saklamak isteyeceğiniz keyifli bir kitap. Michelangelo’nun tasarladığı köprünün akıbetini ise siz kitabı kendiniz okuyarak ve biraz da üzülerek keşfedebilirsiniz.