Caffè Greco
Söz bu sefer son. Roma postlarının öz hakiki sonuncusu :P Bir yurtdışına gitti 2 ay yazdı gibi bir konsept oldu blogda farkındayım ancak, bunun sebebi şu sıralar çok nadir olarak yazabilmem. Hem sırada Kaş, Marmaris, Prag ve Paris postları var şimdiden söylemesi :)
Gelelim Roma’da en en en çok sevdiğim cafe olan “Caffe Greco”ya. İspanyol merdivenlerinden inince hiçbir yere sapmadan karşınızdaki sokağa doğru yürüyün, lüks mağazaların arasında kendi halinde bilmeyenlerin ilgisini bile çekmeyecek bir yer.
Oysa ki tam 250 yıldır ayakta olan, Paris’in minik butik pastahanelerine Roma’nın bir cevabı olarak hayata gelen bu mekan buram buram tarih kokuyor :)
Kapıdan girdiğiniz anda bir zaman makinesine adım atmışçasına yolculuğa çıkıyorsunuz. Duvarlarda antika tablolar, eşyalar ve frak giymiş baş garson sizi “Paris’te Geceyarısı” filminde gördüğümüz Belle Epoque dönemine bir gezintiye davet ediyor.
Tiramisu yemeye gelip de soğutucudaki tatlıları, rengarenk şekerlemeleri görünce gözü dönen kişiler olarak farklı tatları da denemeye karar verdik.
Ancak tiramisu o kadar başarılıydı ki diğerleri yanında sönük kaldı ve bir daha tiramisu sipariş ettik. Birçok yerde tatmamıza rağmen, şekeri, köpüksü kreması ve ufalanmış kedi dili ile Roma’daki “en iyi” tiramisu tartışmasız Caffe Greco’da. Fıstıklı, kremalı kek ve çikolatalı pastanın karşısında Roma'nın "en iyi" tiramisusu olmasa onlar da gönlümüzü kazanabilirledi pekala :)
Kimler gitmemiş ki bu antik mekana, besteci Wagner, Goethe, Casanova, Byron, Buffalo Bill gibi isimleri ağırlamış Caffe Greco. Soğuk kahve eski patiseri usulü cam bardakta geliyor :)
Suyun sunumu da minik kristal bardaklarda oldukça hoştu.
Cheers! :P
Ortam kadar içerisindeki insanlar da geçmişe ait bir görüntü, kibar bir tavır içerisindeydiler. İşte tüm ciddiyeti ile frak giymiş amca :)))
Frak giymiş amca ile fotoğraf çektirmeyeceğimi düşünmemiştiniz değil mi? :P
Caffe Greco’dan ayrılırken (son gün uçağa binmeden önce gitmiştik) bir dahaki Roma tatilimizde buraya her gün geleceğime kendime söz verdim ve son bakışımı da fotoğraflayarak uçağa binmek üzere yola çıktık…
Eğer yolunuz Roma’ya düşer ise, Caffe Greco’ya mutlaka gidin, mümkünse ilk gün gidin ki daha sonra gidip de tiramisu yiyemediğiniz diğer günler için bizim gibi üzülmeyin :)