Annelik Günlüğüm Vol. 9 - Doğuma Hazırlık Kursu.



Doktorumun tavsiyesi üzerine doğum öncesi bir doğuma hazırlık kursuna katıldım. Kursta neler öğretileceğine dair en ufak bir fikrim yoktu ancak normal doğuma dair kafamdaki soru işaretlerinden, başkalarından duyduğum hikayelerin yarattığı bilinçaltı baskısından bir nebze kurtulacağımı umuyordum. Kursu veren ebe kursa başlarken bugüne kadar dinlediğiniz tüm doğum hikayelerini unutun, her doğum kendi içinde özel ve biriciktir sizin hikayeniz de kendinize özel olacak dediği anda aklımdaki tüm doğum hikayelerin sildim.

Katılan tüm çiftlere bu eğitimin sonunda cevap bulmayı beklediği soruları sorup tahtaya yazdı ve gün boyunca aktardığı tüm bilgilerde bu soruların üstünden de özellikle geçti. Doğumun nasıl gerçekleştiğine dair videolar izledik ve bebeğin itilmesindeki önemi ve çıkış mekanizmasını ve daha birçok yeni bilgi öğrendik. Mesela bebeğin tıpkı bir vida gibi dönerek başının pelvise girdiğini çıkarken de dönerek omuzlarını kurtardığını biliyor muydunuz? Benim için oldukça aydınlatıcı bir eğitim oldu, uygulamalı olarak maket üzerinde de teorik çıkışı inceledik, iyi ki katılmışım dediğim bu eğitimi normal doğum düşünen herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. 

Eğitimde normal doğumun hem anne hem de bebek için ne kadar sağlıklı olduğundan bahsediliyor ancak hiçbir şekilde sezaryen doğuma da karşı değil eğitimi veren ebe. Her zaman normal doğumda olası bir terslik olursa cebimizde duracak bir alternatif olarak nitelendiriyor. Günümüzde anneler acı çekmemek için kolay alternatif olarak ya da normal doğumdan korkarak sezaryeni tercih edebiliyor ve normal doğum oranı git gide düşüyor ancak yurtdışında özellikle normal doğuma teşvik ediliyor. Sezaryen tercih sebepleri olarak anne adayları bebeğin 3.5 kg'dan fazla olmasını, ters durmasını, kordon dolanmasını, normal doğum deformasyonunu sıralayabiliyor. Eğitimi veren ebe annenin boyuna ve çatısına göre 4.5kg'a kadar bebeğin rahatlıkla doğabileceğini, ters duran bebeklerin 36. haftaya kadar belli hareketlerle düzeltilebileceğini (düzelmezse tabi ki sezaryen öneriyor), kendi çektiği kordon görselini de göstererek kordonun düğüm olmasının mümkün olmayan bir biyolojik yapıya sahip olduğunu göstererek çocuğun boynuna bile dolansa bunun açılabileceğini detaylı olarak açıkladı. Ayrıca kontrollü kesik ile kontrolsüz yırtıkların nasıl engellendiğini, doğum kanalının insan vücudunda en hızlı rejenere olan yer (3-4 saat içinde) olduğunu belirtti. Gerçekten sezaryen yapılması gereken durumların plasentanın serviksi kapaması, suyun azalması, bebeğin yan durması, ters olması, çoğul gebelik ya da herhangi tıbbi bir patolojinin var olması şeklinde anlatılarak aklımızdaki tüm soru işaretleri giderildi. Bunlar dışındaki her durumda aslında normal doğum mümkün. Eğitimde aynı zamanda normal doğumda epidural yapılmalı mı yapılmamalı mı, ne zaman yapılmalı gibi sorulara da cevap buluyorsunuz.

Normal doğum benim aklımda sancım başladığında hastaneye gidip yattığım ve doğumu beklediğim bir süreçti. Doğuma hazırlık eğitiminde öncelikle rahmin kasılmasının doğal bir süreç olduğunu ve ağrı ile özdeşleştirerek sancı kelimesini kullanmak yerine "kasılma" sözcüğünü kullanmanın önemini öğrendik. Bugüne kadar duyduğum sancılı, kan, ter ve gözyaşı içinde geçen doğumların hepsini aklımdan silmeye karar verdim. Beni strese sokabilecek her türlü olumsuzluk senaryosunun bebeğimi de strese soktuğunu bilerek kasılmaların başladığı gün sakin bir şekilde açılma belli bir noktaya ulaşana kadar evde ya da dışarıda vakit geçirip hastaneye belli bir noktadan sonra gideceğim. Başta kasılmalar 30 saniye süren ve saat başı gelen frekanstayken git gide kasılma süresi artıp kasılmaların arası azalıyormuş. 60 saniye süren 10 dakikada bir kasılma süresine kadar hastaneye koşmanıza gerek yok. Hazırlık fazını evde geçirip doğuma yaklaşınca hastaneye gitmek anne adayının rahat olması için en önemli etkenlerden birisi. İlk kasılmada hastaneye koşup "hasta" muamelesi görerek orada saatler geçirmek de anneyi strese sokan bir şey olabiliyormuş. Ebe çok güzel bir şekilde doğum yapacak kişinin desteğe ihtiyacı olan bir hasta değil, kendi kendisine doğurma kapasitesine sahip bir kadın olduğunu açıkladı. Yüzyıllardır Anadolu'da kadınlar evde kendi kendine doğum yapabiliyor. Tabi ki destek almak, medikal bir ortamda olmak çok önemli ama günümüzde kadınların doğurma kapasitesi / gücü tamamen elimine edilebiliyor. Ben bile doğumu doktorun yaptıracağını düşünüyordum. Şimdi doğumu benim yapacağımı doktorun "destek" olacağını biliyorum. Sadece bu bile psikolojik olarak çok daha rahat hissetmemi sağlıyor. 

Kasılmalar esnasında sizi strese sokabilecek ya da o andaki yarı trans halini bozabilecek size endişe, kaygı, korku hissi verebilecek kişilerin odada bulunmaması, odanın loş olması son derece önemli. Anne adrenalin salgılarsa bu oksitosin (bebeği itmenize yarıyor) ve endorfin (ağrı kesici) salgısını kesebiliyor bunun için de oksitosin yerine suni sancı, endorfin yerine epidural verilmek durumunda kalınabiliyormuş. Aslında anne adayının yapması gereken şey bedenini dinlemek ve dış müdahelelere kendisini kapamak. Yanında tamamen rahat olabileceğiniz, bağırıp ıkınabileceğiniz kişilerin olması gerek. Her kasılma esnasında akciğer nefesi alıp içinizde tutup vererek kasılmalar bitene kadar devam edip her kasılma arasında da enerji tükettiğinizden bebeğiniz yorulmasın diye derin bir diyafram nefesi (bebek nefesi) almanız gerekiyor. Tüm bu nefesleri eğitimde uygulamalı olarak görüyorsunuz dolayısıyla normal doğum düşünen kişilerin eğitime katılıp nefesleri öğrenmesi çok önemli. Pilates topu üzerinde pelvisinizi hareket ettirerek acı hissini nasıl azaltabileceğiniz, eşinizin size nasıl destek olacağı, top üstüne nasıl masaj yapacağı onun boynundan destek alıp nefes alıp vererek bebeği nasıl itebileceğiniz de öğretiliyor. Bu eğitim sonrası eşinizin de oldukça rahatlayacağını söyleyebilirim. Çiftlerin kaygılarını silip kendisine güvenmesi açısından oldukça faydalı bir gün geçiriliyor.

Rahmin ritminin bir denizanasının sudaki salınımı gibi olduğunu kendisini yukarı çekip aşağı iterken çocuğun da serviksten itildiğini biliyor muydunuz? Aslında her bir kasılma bebeğinizin doğumu için rahmin onu bir parça daha ileri itmesi anlamına geliyor. Serviks 10 cm'e kadar açıldığında da başı buradan geçiyor akabinde doğum ortalama 20 dakikada gerçekleşiyor. En uzun süren ve annenin mücadele etmesi gereken süreç bebeğin başının servikse girene kadarki itme süreci. Sonrasında da itmek gerekiyor tabi ki ancak süreç çok daha hızlı ilerliyormuş. Ayrıca anne yatarken çocuğun yokuş yukarı çıktığını ayakta dururken yerçekimi ile çocuğu itmenin çok daha rahat olduğunu öğrendim. Doğuma yaklaşana kadar ayakta hafif öne eğilerek bacaklarınız açık rahat pozisyonda itmeniz hem daha hızlı hem de daha az acılı oluyormuş (ıkınırken dişlerinizi sıkmamanız gerekiyor serbest olmalısınız), bunu da mutlaka deneyeceğim. Ağrı hissettiğiniz noktaya odaklanıp buraya nefes alıp verirseniz bu hissin de azaldığını göreceksiniz. Kasılmalar arasında endorfin salgısı için masaj, sıcak su ile ıslatılmış havlu kompresi, sakin bir müzik, mum kokusu gibi sizi rahatlatacak uygulamalarda da bulunmak, annenin kendisini ona huzur veren bir ortamda imgelemesi de kasılma aralarında dinlenip güç kazanması ve sükunetini koruması için oldukça önemliymiş.

Doğumun başladığını nasıl anlarız derseniz eğer bilinen su gelmesi, nişan gelmesi gibi belirtilerin yanı sıra annenin enerjisinde meydana gelen artış, ishal olması (doğuma çok yakınken bağırsak hareketleri artıyormuş), bebeğin daralan yeri ve başının pelvise dayanması sebebi ile hareketlerindeki değişiklikler olabileceğini öğrendik. Doğuma yakın rahim kendisini hazırladığı için kasılmalarınız olabilir, bunu gerçek kasılmadan nasıl ayırt ederiz derseniz duş alıp rahatlayıp yatın üstüne uyuyabilirseniz yalancı sancıdır ancak gerçekten doğum başladıysa uyuyamazsanız zaten diyor eğitimi veren ebe :)


Merak ettiğim diğer bir şey de kimi anne adayının önce suyunun gelmesi kimininse önce kasılmalarının başlaması sebebiyle hangi belirtiye göre hareket edilmesi gerektiğiydi. Bunun kişiden kişiye farklılık gösterdiğini kimi zaman suyun saatler sonra gelebileceğini ya da hastanede müdahele ile kesenin yırtılabildiğini öğrendim. Dolayısıyla suyunuz gelse de gelmeden kasılmalar başlasa da korkmanıza gerek yok.

Doğumda dair tüm detayları öğrenince içiniz çok daha rahat oluyor. Evet kolay bir süreç değil ama baş edemeyeceğim bir süreç de değil, adım adım öğrendiklerimi uygulayarak bunu başarabilecek güçteyim diyorsunuz. Annelerimiz süreç sancılı da olsa yapabileceklerini inanarak bizi normal doğurdular, şimdi önümüze sezaryen opsiyonu baştan sunulunca zora girmek istemeyen ilk ağrıda beni bayıltın diyen anneler olabiliyor. Ben bile ilk 5 ay boyunca normal doğuma dair anlatılanlardan korkarak sezaryan olurum kolayca hallolur diye düşünüyordum ancak okudukça ve bilinçlendikçe fikrim değişti. Şöyle düşünün o sancıları anneleriniz de çekti ve başardılar, dolayısıyla siz de başarabilirsiniz. İnsanın doğası gereği doğurabilecek kapasiteye sahip bir canlı olduğunu ve annenin doğum sonrası çok daha hızlı toparlandığını (sezaryan epidermisten itibaren 7 kat kesim yapılan ciddi bir batın ameliyatı ve toparlanmak zaman alıyor o bölge hissiz kalıyor), sütünün daha kolay geldiğini, çocuğun bağışıklık sisteminin çok daha güçlü ve akciğerlerinin normal doğumda daha sağlıklı olduğunu unutmayın. Nasıl doğuracağınız sizin tercihiniz ancak ben çocuğumu dünyaya getirdiğim anı yaşamak ve hemen sonrasında onun tenimle temas ederek kokumu içine çekmesini istiyorum. Hangi yöntemi seçerseniz seçin bebeğinizi sağlık ve sevgiyle kucağınıza almanızı dilerim :)

Not: Katıldığım kursun adını ve eğitimi veren ebeyi özellikle tanıtmadım çünkü eğitimden ne kadar faydalansam da ebelik hizmeti alacağıma dair teyitleştiğimiz halde (tatile gitmeyeceğini belirtip) tatile giden ve sancılarım başladığında bir aile yakını için şehir dışında olduğunu söyleyen eğtimciyi referans vermek istemedim. Doğum için kendisine güvenip kendinizi rahat hissederken bir anda sizi yarı yolda bırakınca o anda psikolojiniz ister istemez etkileniyor. Bu sebepten internetten araştırıp bulduğunuz herhangi bir kursa gidebilirsiniz. 

CONVERSATION

4 comments:

  1. Selam Giz , bir solukta okudum yazını eline saglık :) ben kan aldirirken korkan bir tip olduğumdan Sezeryan düşünüyorum birde korkudan cok fazla normal dogum videosu izledim hayatta yapamayacağımı anladım , bu noktadan sona bilerek Sezeryan izlemedim çünkü onu da izlesem seçeneğim kalmayacak :)) normal dogumu umarım epidural ile olmuşsundur acısız kurtulmuşsundur, bu arada ben instagram dan meraklı efil, blog adım lame , aynı kisi aklında olsun, sevgiler 😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam canım, çok çok teşekkür ederim güzel sözlerin için :) normal doğum çok güzel ama korkuyorsan tabi ki sezaryeni tercih etmen daha sağlıklı olacaktır. Sezaryen doğumu ben canlı izlemiştim gerçekten korkacak bir şey yok ama normal doğumun çok çok fazla avantajı da var bir sonraki doğum yazımda anlatacağım. Epidural almadım iyi ki de almadım dedim, dilerim sen de bir avazda kurtulur sağlıkla bebeğini kucağına alırsın :))) Sevgiler...

      Sil
  2. Merhaba Giz, bir solukta okudum yazını, çok bilgilendirici ve rahatlatıcı olmuş, çok teşekkürler. Ben de 20 haftalık hamileyim ve en başından beri normal doğum istiyorum. Tüm o süreci en doğal haliyle yaşamak, tüm sancılarını çekmek ve sonunda bebeğimi kucağıma almak en büyük arzum. Bu postu doğumdan önce yazmışsın sanıyorum, en kısa zamanda doğum hikayeni de okumak isterim. Tüm o süreci nasıl geçirdin, nasıl bir doğum oldu, sonunda Can'ını kucaklamak nasıl bir histi, merakla bekliyorum. Çok sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Güzel anne,
    'İçgüdüsel doğum' adlı kitap ve internette okuduğum onlarca Pozitif normal doğum hikayeleri ve dokturum ve hatta 3 doğumunuda normal şekilde yapmış annem sayesinde epidural almadan normal dogum ile kavuştum oğluma tam 8 ay önce.Emzirmek için uyandım ve yazını okudum o ana tekrar döndüm hatırladıkça bir kere daha mutlu oldum. iyiki kendimi o kavuşma anına hazırlamış hayatımda hiç bir zaman unutamayacağım duyguya kendimi en güçlü hissetiğim o ana şahit olmuşum. Oğlumun istediği an istediği vakitte doğadaki diğer varlıklar gibi dünyaya gelmiş olmasını istedim hep. Acı ve kasılmalar ile başetmek öyle korkutulduğu gibi değildi doğa bizim için fazlasını yapıyordu zaten!
    Yazın ve eminim normal doğum hikayen bir çok anne adayına yardımcı olacaktır.Normal yolla yavrularına kavuşan diğer annelerin bana yardımcı olduğu gibi..

    Yüreğine sağlık...

    Sağlıkla sıhhatle büyüsün minik Can'ın

    Sevgiler
    Pınar

    YanıtlaSil