“Her şeyi süpürebilirsin; sonbaharı süpüremezsin. Sen her şeyi süpürebilirsin; sonbaharı süpüremezsin.” demiş şair. Sonbaharda sarı yapraklar rüzgarla oradan oraya savrulur, bazense hoyrat bir el tarafından süpürülür durur.
Yedigöller’in yılankavi yolları önümüzde kıvrılırken, Monetvari renk cümbüşünde sarılar, yeşiller, alev alev turuncular içinde kaybolurken, bu dizeleri belki de daha önce önce hiç olmadığı kadar yaşadık. Sonbahar ilk kez ne varsa aklımızda süpürdü. Herkesin hüzünlü bildiği sonbahar, doğanın en güzel renklerini geçirip üstüne, güzelliğinin farkında bir kadın gibi, zarif, narin, bir o kadar da büyüleyici bir gülümseme ile karşıladı bizi.
Biz de bir mabede girer gibi Yedigöller’e attık
adımımızı, usul usul kurumuş yaprakların üzerinden geçerken o kadar sessizdik
ki, yanımızda koşturan bir sincabın sesi bile ürküttü bizi.
Büyük şehirlerde yaşayan insanlar
beton yığınları arasında, soludukları kirli hava ciğerlerine yetmezken
böylesine el değmemiş bir doğayla karşılaşınca en az bizim kadar şaşkın
bakınıyorlardı etraflarına.
Sonbaharı biz böyle güzel ne
gördük, ne yaşadık. Saatler yetmedi daha fazla kalalım her köşesinde daha uzun
vakit geçirelim istedik.
Bir gölün kıyısına geldik ki, su
doğanın suretini ayna gibi yansıtıyor. Mavi gökyüzünün yansıması laciverte
dönmüş, ağaçlar kırılgan kibrit çöpleri gibi narin, yeşili sarısı öyle canlı
güzel ki yetmemiş renkleri suya akmış sanki…
Karşı kıyı gerçek olamayacak kadar
güzel. Hem çok yakın hem uzak, uzansanız dokunacaksınız gibi, bir yandan uzak
güzel bir düş gibi… Gerçekle hayal birbirine karışıyor, tersine dönüyor bildiğiniz renkler.
Ağaçların, gökyüzünü uzaklarda ufacık
bir mavilik kalacak şekilde kapladığını düşünün. Dalların arasından süzülen
güneş ışığında turuncu yapraklar alev alev. Oturup bir banka yapraklarla kaplı
göle, yerlere sonra da gökyüzüne seyre dalarken başka hiçbir şey düşünemez
oluyor insan. Sonbahar süpürüyor içinde ne varsa. Sapsarı pullara bulanıyor her
yanı.
En içli sonbahar şiirleri geliyor
insanın aklına…Nazım Hikmet Ran geliyor;
Itır saksısında artan koku,
Denizlerde uğultular
ve işte dolgun bulutları ve akıllı toprağıyla sonbahar...
Sevgilim,
Yaş kemâlini buldu.
Bana öyle gelir ki
Belki bin yıllık bir ömrün macerası geçti başımızdan.
Ama biz hâlâ
Güneşin altında el ele yalınayak koşan
Hayran gözlü çocuklarız...
Denizlerde uğultular
ve işte dolgun bulutları ve akıllı toprağıyla sonbahar...
Sevgilim,
Yaş kemâlini buldu.
Bana öyle gelir ki
Belki bin yıllık bir ömrün macerası geçti başımızdan.
Ama biz hâlâ
Güneşin altında el ele yalınayak koşan
Hayran gözlü çocuklarız...
Sonra Attila İlhan “Adım Sonbahar”ı
fısıldıyor kulağımıza;
Nasıl iş bu
Her yanına çiçek yağmış
Erik ağacının
Işık içinde yüzüyor
Neresinden baksan
Gözlerin kamaşır
Oysa ben akşam olmuşum
Yapraklarım dökülüyor
Usul usul
Adım sonbahar.
Her yanına çiçek yağmış
Erik ağacının
Işık içinde yüzüyor
Neresinden baksan
Gözlerin kamaşır
Oysa ben akşam olmuşum
Yapraklarım dökülüyor
Usul usul
Adım sonbahar.
Derken Özdemir Asaf “Yalnızın
Durumları” ile tekrar çıkıyor karşımıza…
Her şeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.
Sen herşeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.
Yalnızsa,
Sürekli bir sonbaharı
Süpürür hep...
Düşünemezsin.
Sonbaharı süpüremezsin.
Sen herşeyi süpürebilirsin;
Sonbaharı süpüremezsin.
Yalnızsa,
Sürekli bir sonbaharı
Süpürür hep...
Düşünemezsin.
Hava kararmaya yüz tutarken Can
Yücel “Yaprak Dökümü” ile kapanışı yapıyor;
Sararıp dökülen yapraklardı, adını veren sana sonbahar.
Mevsim dönüp de Tekrar yeşermeye başlayınca çimenler, üzerinde yine çocuklar
koşacak. Onlardan başka kimim var benim.
Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar
Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkiyalar
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkiyalar
senin bu şiirsel yanın var ya, işte onu çok seviyorum ben! üstüne bir de doga harikası bir ortamla pekiştirmişsin cümlelerini, bize de ofiste otura otura kıçımız genişlerken huzur içinde bakakalmak kalmış <3333
YanıtlaSilps: bi yandan o gün denk getirip görüşemedik diye üzülüyorum, bi yandan da bu şahane fotograflara konu olan o cenneti gördügünüz icin sizin adınıza seviniyorum ^.^
Canım minik kuşum benim, bu post çok manidar oldu aslında. Gitmemiş olsak ya da yoldan dönsek seninle görüşecektik gittik bu fotoğrafları çekebildik :( öyle özledim ki, dilerim dünya güzeli bebişin gelmeden biz gelip görebiliriz seni. Çok ama çok teşekkür ediyorum mutlu eden içten sözlerin için bebeğim.. :)
Silöyle güzel ki fotolar, birini aldım bilgisayarıma :)
YanıtlaSilÇok sevindim beğenmene Buket'cim :)) çok teşekkür ediyorum...
Silmerhabalar blogunuza yeni geldim :) paylasimlar cok guzel. banada beklerim :)
YanıtlaSilhttp://bentasindim.blogspot.nl/
Çok teşekkür ediyorum :) en kısa zamanda uğramak dileğiyle...
Silhuzur buldum fotoğraflarda..
YanıtlaSilNe mutlu bana öyleyse :)
SilSonbaharı işte bu yüzden bu kadar çok seviyorum!
YanıtlaSilFotoğraflar bir harika!
Ben ilk kez bu kadar aşık oldum sonbahara. Hiç bu kadar güzel görmemiştim... Çok teşekkür ediyorum tatlım :)
SilÖyle güzel fotoğraflamışsın ki hayran kaldım.
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum. Öyle güzeldi ki Yedigöller, o güzelliği fotoğraflarla tam yansıtamadım bile... Sonbaharda mutlaka gitmek lazım, bambaşka bir dünya orası...
SilBunlar nasıl muhteşem fotoğraflar...
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum beğeniniz için :) Sevgiler...
SilHer sonbahar gelişindeee.... Düşen sarı yapraklarla... Kuru dallar arasındaaa:))
YanıtlaSilŞahane!
Çok teşekkürler Hayal Kahvem :))
SilMUHTEŞEM!!!
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilMuhteşem resimler ve şiirler.Sıkıcı ofis ortamında huzur verdi hepsi bana..Aslında 29 Ekimde bizim de planımızda Yedigöller ama yolların çok bozuk olmasından korkarak vazgeçtik..En kısa zamanda gitmek lazım sanırım..
YanıtlaSilBiz de çok düşündük, sorduğumuz herkes korkuttu bizi yol sebebi ile ama bir cesaret düştük yollara. Gerçekten çok bozuk yollar bu sebepten çok da uzun sürüyor ama gidince insan değermiş diyor. Çok teşekkür ediyorum beğenin için :)
Sil