Antep gezimizin üstünden çok zaman
geçmiş olmasına rağmen hatırası zihnimde çok taze. Sorsanız çok yakınlarda
gittim diyebilirim size. İlk kez gittiğiniz ve güzelliğinin tadı damağınızda
kalan bir diyar günlük hayatın alışıla gelmişliği içerisinde o kadar farklı
hissettiriyor ki ne kadar zaman geçse size yeni gibi geliyor.
Antep’e aslında iş için gitmiştim,
epi topu 1 günümüz vardı. Öğlene doğru işim bittikten sonra günün kalanında
doyasıya gezdim (daha doğtusu Boğa burcu birisi olarak doyasıya yedim :p). Normalde bir şehrin içine girmek
için birkaç güne ihtiyaç duyar insan, ekseri 3-4 günlük tatillerimizin sonunda
bir başka güzel gelir o şehir bize. Antep o kadar içten karşıladı ki bizi,
yarım günümüz de olsa hiç yabancılamadık.
Uçaktan iner inmez kaymaklı katmer
ile güne başladık desem ne hissedersiniz? :) ve evet bu tabakta gördüğünüz tüm
katmerleri yedim. Buna yenmek denmez artık lüpledim :P böyle güzelini
yememiştim doğrusu, şu anda yazarken bile acıktığımı söylememe gerek yok
sanırım :)
Daha sonra iş için öğlene kadar şirkete gidip
azad olduğum andan itibaren ipi kopmuş uçurtma gibi gezmeye başladık Gazi olmuş
Antep’i. Küşlemeci Halil Usta’ya gittik.
Salaş ve dışarıdan baktığınızda bilmiyorsanız dikkatinizi çekmeyecek bir yer
olmasına karşın lezzetleri muhteşemdi.
Kebabı açık ara yediğim en güzel ve
hafif kebaptı, getirdikleri özel et ise şu anda kelimelerle anlatamayacağım
kadar lezzetliydi. Antep’e yolunuz düşer ise soluğu burada almanızı şiddetle
öneririm.
Sonrasında Zeugma Müzesi’ni gezdik
ancak bunu ayrı bir postta anlatacağım. Yeme serüvenimize kaldığımız yerden
devam edecek olursak Koçak’ta fırından yeni çıkmış sıcak baklava ve şöbiyete
daldık :p Antep’e gelenler genelde İmam
Çağdaş’ta yiyor ama biz yerel halkın
tavsiyesine uyup Koçak’a gittik . Şerbetinin kıvamı, fıstıklarının iriliği size
“gerçek baklavayı” ilk kez yiyor hissi verecek emin olun :)
Bu kadar yemenin üstüne bir kahve
içelim diyerek Tahmis Kahvesi’ne yollandık. 1635 yılından bu yana hayatta olan
Tahmis Kahvesi neredeyse 400 yıllık geçmişi ile tarihe tanıklık etmiş muazzam bir
yer.
Kapıdan içeri adımınızı atar atmaz ahşap kaplamalar ve renkli camlar
karşılıyor sizi. Menengiç Kahvesi’ni önceden içip de beğenmediyseniz gelip bir
de burada için derim. Sunumu, tadı tek kelime ile muhteşemdi. Uzun uzun oturup
o keyfi içimize çekmek istedik ancak Bakırcılar Çarşısı’nı da gezebilmek için
istemeyerek kalktık yerimizden.
Bakırcılar Çarşısı’nda alaşımların
arasında parlayan ve Antep’te birçok yerde görebileceğiniz Türk Bayrağı
özgürlüğü için savaşmış bir şehrin kıymetini bilerek sahip çıktığı bir değer
olarak çıktı karşımıza.
Dev tencereler mi dersiniz, bakır cezveler mi, bakırdan yapılma birçok şeyi bir de el yapımı Antep patiklerini burada kolayca bulabilirsiniz. Hızlıca bir cezve alıp baharatçıların yolunu tuttuk.
Mis gibi baharatların kokusu,
rengi, bolluğu bizi adeta kendimizden geçirdi. Vaktim olsa her tezgahta durup
bir baharat alırdım ama acele ile biber, oraya özgü bir mercimek, bir de
İstanbul’da yediklerimizden çok farklı bir tada sahip Antep Fıstığı alıp İmam
Çağdaş’a uğradık.
Antep’e kadar gelip de baklavalarla
poz vermemek olur mu? :)
Buradan arkadaşlarımıza baklava
aldık ve tepsilerin çokluğu karşısında hayrete düştük.
Bu kısa sürede tüm renklerini yaşamaya
çalıştığımız Antep’e daha geniş bir zamanda tekrar gelmek üzere kendimize söz
vererek havaalanına gitmek üzere yola koyulduk…
Okurken karnım acıktı desem, hislerimi bir cümlede anlatmış olurum:)
YanıtlaSilBi solukta okudum:) Antebe turistik olarak gidilmede yapilmasi gereken herseyi hakkiyla yapmissiniz:) 2gun once dondum antepten ama kiskandim okurken valla:) Kasimda antebe tasiniyorum dogu gorevi icin, asil o zaman beklerim hepinizi yemege:)
YanıtlaSilBenim memleketimmmmmmmm :) Ne kadar güzel anlatmışsın :)
YanıtlaSilhttp://damlagozdesisters.blogspot.com.tr/
Kısa zamana ne çok şey sığdırmışsınız.Severek okudum, devamını bekliyorum :)
YanıtlaSilAntep hep gitmek istediğimiz yerlerden biri. Amaç tabi ki yemek.Çalıştığımız yerdeki şefimiz Antepli, her geldiğinde bize baklava getiriyor, yemeğe doyamıyorum :))) resimlerine baktıkça iştahım açıldı :))))
YanıtlaSil