Selimiye
bambaşka bir yer benim için. Havası, suyu, insanlarının güzelliği için değil
sadece. Ne zaman hayatımda bir geçiş dönemi yaşasam bana kucak açan, cesaret
veren, iyi gelen bir yer olduğu için. Huzurunda kaybolup yeniden doğmama izin
verdiği için belki de. Bu sene de hayatımda umulmadık bir değişim olunca soluğu
burada aldım. Yine o sıcak, tanıdık havası ile karşıladı bizi. Usul usul
güzellikleri serdi bir bir önümüze.
Her gün sahilde uzun yürüyüşler yaparken
yeni bir yerini keşfettik. Elimde makinemle, hem saklı hem de göz önünde duran
bu güzellikleri bir bir fotoğrafladım.
Eylül
ziyaretimizde olduğu gibi yine Swan Lake Butik Otel’de kaldık. Sevgili Muzaffer
Bey, ailesindenmişiz gibi karşıladı bizi. Ahmet Bey her sabah evlatları gibi
besledi. Sadece bu alaka bile başlı başına insana iyi gelip evdeymiş hissine
kapılmasına yeterdi.
Otel'deki güllere bakarken Küçük Prens'in gülünü düşünmeden edemedik. Hepimiz emek verip büyüttüğümüz bizim olan, evcilleştirdiğimiz çiçeğimizden ölene kadar sorumlu oluruz satırlarını hatırladık.
Muhteşem günbatımını her gün izledik...
Gündüzleri Zeytin Beach’in sahilinde berrak denize karşı oturduk.
Yanımızda duran mor panjurlu eve bakıp hayaller kurduk.
Havalar bir iyi bir
kötüydü. Fırtınayı ardından gökkuşağını da gördük. Yeri geldi denize giremedik
kıyafetlerimizle deniz kıyısında kitap okuduk ama hep güzeldi günler, hep
uzakların karşı konulmaz çağrısının cazibesine sahipti.
Sahilde midye dolma bira keyfi yaptık, yanımıza kadar yüzen ördekleri ellerimizle besledik, sevdiğimiz kitapları huzura karşı okuduk.
Güneş tepemizden dağların ardına yollanmaya başlayınca sahil şeridi boyunca yürümeyi adet edindik. Losta Sahil Evi'nin önünden geçerken begonvillerin gölgelendirdiği ahşap eve hayran hayran baktık.
Cafe Ceri'de Neşe Hanım’ın ev yapımı tatlılarına acaba bugün
hangi lezzet bizi karşılıyor merakı ile koştuk :) Tatları kadar sunumların güzelliğine de hayran kaldık. Tatlılarının yanında kahvaltısını ayrıca çok sevdik.
Paprika’nın
pamuk şekerli çilekli limonatasını bir çocuk neşesi ve muhteşem bir tadı
keşfetmiş gurme edası ile yudumladık.
Kestaneli pişmaniyeli tiramisusunu tadıp
bir kup asla yetmez notunu kenarına düştük. Haşhaşlı kek, Trileçe ve Keçiboynuz'lu Muhallebi'ye de bayıldık!
Neler yapmadık ki Selimiye’de? Sardunya’da neredeyse her gün farklı bir lezzet tattık. Bugüne kadar yediğimiz en güzel kalamar, ahtapot ve kılıç şişi tattık. Mezeleri ve ayva tatlısını da ekleyince tatilimizin sonunda aldığımız kilolara inanamadık.
Kırmızı
Balık’ın şahsına münhasır dünyasına daldık sonra. Yeşile bakan bir penceremiz
olsun bir de kitaplığımız yeter dedirten dekoruna aşık olduk. İnsanlarını da
ayrı sevdik Selimiye’nin. Bir haftanın sonunda günlük yürüyüşlerimizde artık
her 200 metrede bir durup insanlarla konuşur olduğumuzu fark ettik.
Bülent’in
mutfağında zeytinyağlıları aşk ile pişiren Bülent Bey ile tanıştık.
Zeytinyağlılarının lezzetine, hafifliğine, sütte levreğin tadının bu kadar
müthiş oluşuna inanamadık. Cemile’den
hatıralıklarımızı aldık, Cemile Hanım ile hasret giderdik.
Günü
birlik Datça’ya gittik. Begonvillerin güzelliği karşısında zamanı unutup bomboş
ıssız sokaklarda doyasıya kaybolduk.
Cam içine oturmuş bir kedi ile arkadaş olduk, Can Yücel’e selam olsun dedik. Mavisi, pembesi her rengi ayrı güzel buraların, cennete düştüğümüze kanaat getirdik…
Dolambaçlı
yollardan geçip Knidos’a vardık. Eski liman kentin harabeleri arasında
gezindik. Doğanın renklerinin dansına şahit olduk.
Bozburun’da
Möwe isimli Akdeniz Meyhanesi’nde iki tek atıp, sahibi Güven Bey ile sohbet
ettik. Her tadı kendisine ait bir tarzda sunmasına bir kez daha hayran kaldık.
Hiçbir yerde tadamayacağınız mezelerine doyamadık. Balığına, tatlısına her
şeyine bayıldık.
Geceleri
kapamalarına yakın gitsek bile bizi içtenlikle karşılayan, uzun uzun sohbet
eden detaylı, özenli sunumları ile hayran bıraktıran Üzüm Cafe’de Meryem Hanım
ile arkadaş olduk.
Piano
Jazz Bar’da kokteyllerimizi yudumlarken temiz havayı içimize çekip gökyüzünde
ışıldayan binlerce yıldızı izledik.
Karadut Kahvesi’nde ortancaların büyüleyici güzelliğine eşlik eden mavi iskemlelere oturduk. Köy Halkı ile sohbet edip alçalmakta olan güneşin ölgün ışığında denizi, yelkenlileri, gelip geçenleri izledik…
Kısacası,
kimseler henüz gelmemişken Selimiye’nin tadını doyasıya çıkardık. Ruhumuzu
dinlendirip yenilenmiş olarak, ileride bir gün yaşamayı isteyecek kadar aşık ve
daha ayrılırken bu yeri özleyerek tatilimizi sonlandırdık.
sayenizde keşfettğimiz vazgeçilmez bir yer oldu selimiye bizim içinde, en huzurlu uyanışlar en mavi sular başka hiç bir yerde olmayan sakinlik var orada insanı özüne döndüren, yine bu harika bir yazıyla yeniden gitmiş gibi oldum ellerine sağlık giz=))
YanıtlaSilNe mutlu bize o zaman :) çok çok teşekkür ederim :) sevgiler...
SilÇok güzel anılar birbirinden güzel kareler, Selimiye'ye götürdün bizi, aklına ruhuna ellerine sağlık...
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ediyorum :)
SilBende haftasonu ailemin yanına küçük bir kaçamak yapacağım. Bizim yazlığımız Çubucakta ama oraya gidince illa Selimiye ve Turgut'a uğruyorum. Cafe Ceri'nin tatlıları çok leziz görünüyor, gidebilirsem mutlaka deneyeceğim canım ;) Tabi seninde kulaklarını çınlatırım
YanıtlaSilGeçen sene gittiğim koylarla ilgili bu postu hazırlamıştım. Umarım bu seferki gidişimde de aynı yerlere tekrar gidecek fırsatım olur ;)
http://pinkyfashionbeauty.blogspot.com.tr/2013/09/marmaris-hisaronu-korfezi.html
Harika bir post olmuş oralara doyamıyorum ben :) insanın saf huzur ve mutluluğu doyasıya yaşadığı bir yer Selimiye...
Silne kadar güzel fotoğraflar, bayıldımmmmmm
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim :)
Silbayıldım , bayıldım , bayıldım!!!
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum :))
Silmuhteşem... fotoğraflarda, metinlerde ama en çokta Selimiye muhteşem...
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim :)
Silresimler manzara harika hayran kaldım
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
SilKuzu resmen su sikici sicak boguk pazartesi gunume miss gibi geldi bu fotolar zevkle okudum her bir satirini ve ekledim listeme Selimiye yi :)
YanıtlaSilBayılacağına eminim tatlım :)
SilGizem hanım makinenizin lensi nedir ? Mükemmel resimler her şey süper görünüyor
YanıtlaSil85 mm ve 50 mll lens kullanıyorum :) çok teşekkürler, sevgiler,
SilTek kelimeyle enfes!
YanıtlaSilÇok teşekkürler :)
SilYıllardır gittiğim, gördüğüm yerleri o kadar güzel anlatmışsınız ki sizin fotoğraflarınızla kendi zihnimdeki fotoğraflar canlandı, Selimiye' yi ve Datça' yı çok özledim..Swan Lake muhteşemdir, en doğru seçimi yapmışsınız:)
YanıtlaSilAçıldığı ilk zamandan beri Swan Lake'in müşterileriyiz Muzaffer Bey ailemiz gibi adeta :) çok teşekkür ederim.. sevgiler...
SilNe güzel bir tatil geçirmişsiniz.Biz de geçen hafta Marmaris'teydik benzer güzellikler yaşadık :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :) oralara gidip de kötü tatil yaşamak mümkün olamaz zaten :)))
SilGizem Hanım fotoğraflarınız gerçekten harika, makinanızın modelini paylaşabilir misiniz?
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :) Canon mark ııı kullanıyorum, sevgiler...
Silsevgili GIZ,
YanıtlaSilbu sabah eşimin uyanmasını beklerken bir defa daha okudum küçük prens'i; uyanır uyanmaz kütüphaneye gittim ve spontane bir biçimde onu seçtim. şimdi de bugün ilk defa bilgisayarımı açıp senin sayfana geldim. tesadüfleri seviyorum!:)
datça'yı ve, genel olarak muğlayı da! selimiye'ye henüz gelmedim; ama, datça çocukluğumdur benim... begonviller, koylar, bal, badem, balık...
yine çok güzel fotoğraflar ve çok keyifli bir yazı; ellerine sağlık.
ve son olarak; dilerim ki hayatındaki umulmadık değişim seni mutlu etsin...
Ne güzel bir tesadüf olmuş diyeceğim ama tesadüflere inanmıyorum ben, her şey bir şekilde bir sebebe bağlı yaşanıyor :) çok çok teşekkür ederim içten beğenin ve dileklerin için, sevgiler...
SilTek kelimeyle bayildim!
YanıtlaSilHarika bir tatil olmus belli ki.
Çok teşekkür ederim :)
SilGizemcim fotoğraflar o kadar güzel, o kadar canlı ki bir an kendimi orada hissettim!
YanıtlaSilSadece EGE, EGE, EGE diyorum!!! <3
Ben de yaz gelsin artık ne oluuur diyorum :) çok teşekkürler tatlım, sevgiler...
Sil