Dönüp bakınca son 2 aydır tek satır
yazmadığımı fark ettim. Bunun birçok sebebi var, değişen yemek yeme ve uyku
düzenim, iş yoğunluğum gibi sebepler sıralayabilirim ancak asıl sebep sanırım
birşeyler yazmanın içimden gelmemiş olması. Paylaşacak şeyim olmadığından
değil, aksine hayatım daha önce yaşamadığım şekilde farklı bir faza geçti,
sanırım bu yeni fazı yaşarken kendimi fazlaca kaptırdım ve durup yaşanılanları
duygulara dökemedim.
Yeni Bir Yıl Yazısı.
Her sene bir yeni yıl yazısı ile o
seneye veda ediyoruz. Peki 2014 yılı benim için nasıl geçti? Sizin için nasıl
geçti? Neler öğrendik bir yaşı daha geride bırakırken? 2014 benim için
hayatımın en zor yıllarından birisiydi. Dost bilip kalbinizi, evinizi
açtığınız, kayıtsız yanında olup iyiliği için herşeyi yaptığınız insanlar
olduğunu düşünün. Daha sonra o dost bildiğiniz insanların şairin dediği gibi
kapkara yüzleri, kalpleri olduğunu çok sevimsiz bir şekilde tecrübe ettiğinizi
düşünün. 2014 yılında bunu çok yakınımda olduğunu düşündüğüm iki kişi için
sırayla yaşadım. Her insan gibi ben de önce kızdım, sonra öfke yerini nefrete,
zamanla kırgınlığa bıraktı.
Kendimde değiştirmek istediğim ve
artık değiştirmeye başladığıma inandığım şeylerden birisi de karşımdaki
insanlara hak ettiğinden fazla değer vermek ve duygusal olarak beni istismar
etmelerine izin vermek oldu bu sene. Şimdi dönüp bakınca kırgınlık da
hissetmiyorum. Siz ne kadar verici olursanız olun, karşınızdaki insana dostluk
gösterirseniz gösterin o insan bunu hak etmiyorsa zamanla hayatınızdan kendi
kendisini eliyor zaten. Hak etmediği bir yerde tutunamıyor bir nevi. Sadece
sizin inancınız sarsılabiliyor bazı şeylere. Bir elin 10 parmağı kadar yakınım
varken şimdi 5 parmağı kadar bu sayı. Jane Austen’ın dediği gibi insan doğasını ne kadar yakından tanıdıkça o kadar nahoş bir tablo ile karşılaşıyorum ve bu da
beni insanlardan uzaklaşmaya itiyor. Peki yaşananları bir kenara bırakırsak bunlardan
neler çıkardım? Yaşanılanları zaman süzgecinden geçirince bazı şeyleri daha net
değerlendirebiliyor insan. Dönüp bakınca insanlara karşı önyargılı olmamak
adına iç sesimi duymazdan geldiğimi gördüm. Bir insanla tanıştığınızda sizde
yarattığı ilk izlenim ve devamında davranışları aslında size o insan hakkında
çok şey söylüyor. İç sesiniz o insana güvenme diyor aslında ama siz güvenmeyi
seçiyorsunuz, o noktada aslında gelecekte pişman olacağınız bir yakınlığın
temellerini atıyorsunuz. Her şey elbette bizler için ve yaşadıkça öğreniyoruz
ancak iyi niyetin ve dostluğun bu şekilde istismar edilmesinin bıraktığı duygu
oldukça yıkıcı oluyor.
“Benim gerçekten sevdiğim insanlar azdır, beğendiklerim ise büsbütün az.
Dünyayı görüp tanıdıkça hoşnutsuzluğum artıyor. İnsanların iç yüzünün nasıl hiç
göründüğü gibi çıkmadığını; iyi ya da akıllı gibi görünenlere bile nasıl hiç
güven olmadığını her gün daha açıkça anlıyorum." (Aşk ve Gurur, Jane
Austen)
Bu sene öğrendiğim bir diğer şeye
daha gelecek olursak, birisi sizi aslında olmadığınız bir insanmış gibi yaftalamaya
çalışıyorsa ve siz bunu anlamlandıramıyorsanız (olduğunuz insandan bu kadar
farklı bir şekilde algılanmayı) kendinizi açıklamak için uğraşmayın. Sizi
olduğunuzdan farklı yargılayan kişiler aslında kendi iç dünyalarının
yansımasını sizin üzerinizde görmeye çalışır. “Benden nasıl böyle bir şey
beklersin?” cümlesini kurduğunuz anda aslında o insan kendi yapabileceği ya da
yaptığı bir şeyi sizden bekliyordur. Bu durumda da yanlış anlaşıldığınız için kendinizi
suçlamak ya da üzülmek beyhude bir o kadar da naif bir davranış olur :) sizi bu
kadar yanlış anlamlandıracak iç dünyası kara insanların aslında hayatınızda da
işleri yoktur.
2014 yılından 2015 yılına geçerken
her zamankinden daha çok olduğum gibiyim. Çekincelerim yok artık. Yanlış
anlaşılmaktan korkmuyorum, insanlara güvenememekten korkmuyorum, verdiğim
emeklere yazık olmasından, iyi niyetimin sonuna kadar istismar edilmesinden de
kormuyorum. Bugüne kadar hep biraz daha naif ve iyimser bir tavırla bakardım.
Annem “Allah karşınıza iyi insanlar çıkarsın” diye dua ettiğinde hep gülerek
“Anne o ne demek kötü insan var mı ki?” derdim. Bu siyah beyazdan çok ara
renklerin varlığına dair inancımdan ve kimsenin aslında tamamen siyah ya da
beyaz olamayacağını düşünmemden kaynaklanırdı. Şimdi yine aynı şekilde
düşünmekle birlikte biraz derine inince daha çok siyaha çalan gri tonların var olduğunu
biliyorum. İnsanların artık tahmin edebildiğim ve her şeyi beklediğim doğası
karşısında daha az şaşırıyorum. 2015 yılına girerken, ruh halim size biraz
karamsar gelebilir ancak negatif değil sadece daha “realistim”. Hep beyaz
görmek istese de gözlerim her rengin varlığını öğrendim bu sene. Dilerim 2015 sizin
için gökkuşağı renginde, iç sesinize daha çok kulak vereceğiniz mutlu bir sene olur!
:)
canım bu yazını okurken gözlerime inanamadım çünkü çok yakın zamanda maalesef ki bende çok benzer bir tecrübe yaşadım... şimdi artık yakınımdakilere güvenmekten korkuyorum :(
YanıtlaSilseni çok iyi anlıyorum ama en doğru kararı vermişsin... hayatında olmayı hak etmeyenler için üzülmeye de çabalamaya da hiç gerek yok...
Zor da olsa insan bu noktaya geliyor, o zaman güvenmiş olduğuna üzülüyor ancak takipçimin instagramda yazdığı gibi karşımızdaki insana güvenip güvenemeyeceğimizi anlamanın yolu ona güvenmekten geçiyor :)
SilHarika bir yazı olmuş! Seni okumayı özlemişim güzelliğim.
YanıtlaSilHayatta işleyen bir diyalektik var. Her şey zıttıyla anlam buluyor. İyi de kötü ile anlam buluyor bu yüzden.
Şunu ben de daima savunurum: insan gördüğü her şeyin aynasıdır. Gördüğümüz her şeyin ölçüsü biziz aslında. Bu yüzden daima kötüyü görenlerin, aslında kendilerinin kötülük dolu olduğunu gözlemledim. Benim de sevdiğim bir kitapdaki satırlar geliyor tam da bu noktada aklıma, yazınla çok örtüşüyor:
"Yaşadığınız "her şey" kendinizle ilgilidir. neyi yargılıyorsanız ya ‘o’sunuz, ya o'ndan korkuyorsunuz ya da o'ndan yoksunsunuzdur."
Güzel olan her şey seni bulsun Giz'im. Harika bir yüreğe sahip olduğunu biliyorum.
Çok çok teşekkür ederim canım benim :) Dilerim güzel kalbinden geçen her şey fazlası ile seni de bulur. Sahip olduğum içten dostlarımın kıymetini, senin de dediğim gibi ancak içten olmayan insanlar sayesinde daha iyi anlıyorum.
Silo kadar doğru ki yazdıklarının her satırı, yorum yapacak şey bulamıyorum gizemcim. hepimiz için çok çok güzel bi 2015 olsun, mutluluklara doymayalım :*
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim Pınar'cım :) Dilerim yaşadığımız kötü şeyleri duygulardan arındırarak salt birer tecrübe olarak görebileceğimiz yepyeni ve mutluluk dolu bir yıl bizim olur :)
SilTuhaf bir şekilde bugün aynı şeyleri düşündüm. Sanırım böyle bir yazıyı bir ya da birkaç yıl önce yine bir yeni yıla görme arifesinde ben yazmıştım. Eteklerime dolanmış tüm o (-kötü demek bile gelmiyor içimden) tuhaf insanlardan kurtulmuştum. Bir müddet yaşadıklarımı anlamdırmaya çalışıp, sonrasında kızıp, en sonunda da kırgınlığa bırakmıştım hissettiklerimi. Şimdi ''ohhh!'' diyorum. Ne iyi olmuştu içimi farketmeden karanlığa boğan insanlardan kurtulmuşum.
YanıtlaSilBir de yaşadığımız ülke daha aydınlık olsa; sokaklar hayata gülümseyerek bakabilen insanlarla dolsa, bir 'günaydın'ı birbirimizden esirgemesek, 'lütfen' ve 'özür dilerim' demeyi öğrensek.
Son paragraf 2015'ten dileklerim.
....amma velakin sana kalp kırıklıklarının olmadığı, yolu çok, kahkahası bol bir sene diliyorum.
Yazmanı özlemişim.
Sevgiler
Ne kadar doğru demişsin, insanın içinden "kötü" bile demek gelmiyor o karanlık insanlara ama belli bir zaman geçince o rahatlamayı ben de yaşadım. Ülkece içinde bulunduğumuz "hoşgörüsüz" ve git gide daha da "sevgisiz" ortam beni de ziyadesi ile rahatsız ediyor. Bazen gelecekte çocuklarımız bu şekilde yozlaşan bir ülkede mi büyüyecek diye aklıma takıp üzülüyorum. Dilerim bu güzel dileklerin hepsi gerçek olur, daha sık yazmaya çalışacağım söz. Mutlu eden içten yorumun için çok teşekkürler :))
SilÖyle içten yazmışsın ki okuyunca içimde birşey acıdı :(
YanıtlaSilGüvenmekten korktuğumdan mıdır bilmem ama yakınımda çok az insan vardır benim,belki bir elin parmağı kadar değil,ne garip değil mi ? İnsanlardan korkuyorum ben biraz.
Gitgide yaşananlar beni de daha realist yapıyor ama direniyorum..
Bu arada bir türlü bir kahve içme fırsatımız olmadı 2015'te gerçekleşir umarım ;)
İçinde bir yerlere dokunabildiysem ne mutlu bana :) Ben de insanların yapabileceklerini düşününce elimde olmadan korkuyorum ama ne olursa olsun biz olduğumuz gibi davrandıktan sonra yanlış da anlasalar artık kendi sorunları diye düşünüyorum. Benim de çok içimde kaldı bu, dilerim 2015'te bir araya gelebiliriz :)
Silne kadar güzel betimlemişsin gizem "Siz ne kadar verici olursanız olun, karşınızdaki insana dostluk gösterirseniz gösterin o insan bunu hak etmiyorsa zamanla hayatınızdan kendi kendisini eliyor zaten."
YanıtlaSilne kadar sık yaşadığımız bir durum bu ve her defasında da bu defa üzülmeyeceğim diyerek üzülmek... Ama yaradılışında varsa eğer iyilik kırgınlıklarda bununla birlikte geliyor, ne sen vazgeçebiliyorsun inanıp güvenmekten, ne de insanlar bu güveni kullanıp seni üzmekten.
yeni yılın sana iyilik getirmesini diliyorum o zaman ben sadece :) hep iyi insanlar çıksın karşına tüm renkleri görmen yaşaman ama kırılmaman dileği ile...
Çok çok teşekkür ederim bu içten dilekler için :) sonuna kadar katılıyorum yazdıklarına, insan yaradılışında var ise bir ölçüye kadar değişebiliyor sonrasında yine insanlara karşı umut dolu ve kötülük ummaz olarak buluyor kendisini. Yaşananları duygulardan arındırıp zamanı gelince daha temkinli olmama yarayacak şekilde taşıyorum cebimde. Dilerim herkes kalbinin güzelliği kadarını yaşar bu hayatta :)
SilNe güzel ne kadar doğru yazdıklarınız hepimizin yaşayıp hissetiklerine tercuman olmuşsunuz.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim yorumunuz ve beğeniniz için :)
Silduygularıma tercüman olmuşsunuz.
YanıtlaSilNe mutlu bana o zaman :)
SilBen de bu dönemde benzer şeyleri hissediyorum. Ve Mevlana'nın şu dizeleri her zaman bana yardımcı oluyor:
YanıtlaSilTanrı der ki;
Kimi benden çok seversen onu senden alırım... ve ekler,
Onsuz yaşayamam deme,
Seni onsuz da yaşatırım,
ve Mevsim geçer,
Gölge veren ağaçların dalları kurur,
Sabır taşar,
Canından saydığın yar bile bir gün el olur,
Aklın şaşar,
Dostun düşmana dönüşür,
Düşman kalkar dost olur,
Öyle garip bir dünya,
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur,
Düşmem dersin düşersin,
Şaşmam dersin şaşarsın,
En garibi de budur ya,
Öldüm der durur, yine de yaşarsın...
Ne kadar güzelmiş bu dizeler, kocaman bir gülümseme ile okudum son satırı :) öylesine doğru ki...
Silyüzü gibi kalbi de güzel giz,yaşadıklarına dünyanın kanunu bu sanırım dedimm .Yazına gelen yorumlarıda okuyup bu karara vardım.Çünkü olaylar aynı insanlar farklı hepimiz senin yaşadıklarını daha önce yaşamışız ya da şuan yaşıyoruz. Bende yaşadım ve o insanları hayatımdan tamamen çıkardım.Ama gel gör ki en güzel anılarımın içindeler.Ben yoluma devam ediyorum arkama da dönüp bakmıyorum artık.Benim canım dostlarım bir elimin parmaklarını geçmiyor ve onlarla çok mutluyum :) 2015 ten umutluyum çünkü biliyorum umut herşeydir. Seni kocaman sevgimle sarıp sarmalıyorum şimdiden nice mutlu yıllaraaa ^.^
YanıtlaSilCanım benim :) ne güzel demişsin. Aslında hepimiz o veya bu şekilde geçmişte, şimdi ya da gelecekte aynı şeyleri yaşadık, yaşıyoruz ya da yaşayacağız. Bir dostun samimiyetine karşı inancı kırılmaya görsün insanın, o zaman en güzel anılarda olsa bile artık bir anlamı kalmıyor. Aklına gelince derinden bir "yazık" diye iç geçiriyor insan o kadar. Ben de koskocaman bir umut büyütüyorum içimde, çok şey bekliyorum 2015'ten, dilerim hepimizin dilekleri gerçekleşir tatlım :)
SilBen de kesinlikle böyle bir yıl geçirdim, sanki insanların geneli için sınanma halinde geçen ve gerçeklerle yüzleşildiği bir yıldı. Çoğu kişide gördüm şaşırtıcı bir şekilde, siz de dile getirmişsiniz ve o kadar içten bir şekildeki sanki hislerim tercüman oldunuz. Blogumda da yayınladım dayanamayıp :)
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim paylaşımınız ve içten yorumunuz için :) Bu yazıyı yazarken biraz fazla kişisel kalmasından çekiniyordum ancak bu yorumlar da bana gösterdi ki dediğiniz gibi sınanırmışçasına birçok insan aynı şeyden muzdaripmiş. İyi ki yazmışım dedim ben de kendi kendime...
SilÇocukluk yıllarında mahalle,ilkokulda sınıf ve okuldakilerin tümü neredeyse arkadaşımızdır.. Lisede sadece sınıf arkadaşlarımız vardır.. Okul bitince bu sayı azalarak ve gruplara ayrılarak hayatımıza dahil olur.. İş arkadaşları,sanal arkadaşlar, yakın arkadaşlar ve dostlar.. İnsanların hepsini tanımak anlamak mümkün değildir ama zamanla bu grupları eleyerek azaltıyoruz. Nedeni doğru bulmadığımız yanlarını keşfetmek, uyum sağlayamadıklarımız, yaşam stillerini beğenmediklerimiz vs ve en önemlisi tecrübeyle sabit sanırım yaş ilerledikçe insan kalabalığından hatta boş konuşan,gereksiz zarar veren,amaçsız yaşayan insanlara tahammül edemediğimizden bu sayıyı azaltıyoruz.. Sonunda sadece dost ce samimi arkadaş dediğimiz bir avuç insan kalıyor bize.. Mutsuzmuyuz hayır ben şahsen değilim.. Yaşam felsefemi şunun üzerine kurmaya çalışıyorum enerjisi kötü insanlardan agresif,kavgacı,fazla samimi insanlardan uzak duruyorum güvenmiş gibi yapmak yerine dürüst olup birdaha görüşmüyorum.. Çok kalabalık bir şehirde yaşıyoruz ve zaman o kadar hızlı akıyor ki.. Bu saatten sonra insanları tanımak için boşa zaman harcamak istemiyorum sevdiklerimle anın tadını onların acı tatlı günlerini paylaşmak etrafıma yardım etmek ailemle keyifli yıllarım olsun istiyorum.. Uzun bir yorum oldu demekki bu konu üzerine benimde kötü tecrübelerim olmuş:)) zamanla unuttum hissettiğim şey nötr.. Sevgiler Mükemmel insan❤️
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ediyorum :) hiçbir zaman mükemmel olmadım ama zaten bizi mükemmel olmamamıza rağmen seven insanların varlığı değil mi gerçek olan? şanslı bir insan olarak addedebilirim kendimi, senin gibi böyle güzel insanların varlığı, içten kelimelerine sahip olduğum için. Dilerim herşeyin benzerini çektiği bir düzende bundan sonra hayatımıza kendimiz gibi davranan insanlar gelip daha fazla yormazlar bizi...
SilGizoşumm uzun zamandır yorum yazmıyorum gerçi ama gizli teras yazını görünce kaçırmak istemedim açıkçası. 2014 benim için de güzel geçmedi. Canımdan yakın dediğim insanın gidişini izlemek zorunda kalmak, hak etmediğim sözleri duymak beni de çok kırdı çok üzdü. Bunu satırlarında kendimi de bulduğum için söylüyorum. Umarım bu yıl çok daha güzel insanlar ile geçer. Kimseler bizleri üzmesin. Şimdiden mutlu bir 2015 diliyorum :) Kocaman sevgilerle!
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ediyorum tatlım, ne iyi ettin de uğradım özlemiştim kelimelerini :) Dilerim yeni yıl yeni gerçek dostlar hediye eder bize.. Sevgiler
SilOkudukça şaşırdım; okudukça kendi başıma gelenleri okumuş gibi oldum Gizemcim. Bu sene fazlasiyla benzer şeyler yaşamışız sanırım seninle. Dediklerine yüzde yüz katiliyorum. Zamanla güvendiğimiz insan sayısı azalıyor. Bu can acıtsa da hayatın gerçeğı işte, malesef yapılacak bir şey yok. Benim de bu sene için dileğim; UMARIM 2015 hayatımızdaki bütün mikropları sessizce siler atar ve bizi uğraştırmak zorunda bırakmaz...
YanıtlaSilŞimdiden iyi seneler Gizem`cim, Dehan`la ve diğer sevdiklerinle beraber...
Harika bir dilek bu :) tüm mikroplardan arınmak! Mikrop de değil parazit diyelim, yaşam formu olarak daha çok uyuyorlar bence bizim sırlarımız, mutluluğumuz, sevgimiz üzerinden beslenen kişilere.. Mutlu yıllar diliyorum ben de sana tatlım, kocaman sevgiler...
SilMerhaba;
YanıtlaSilYazıyı okurken herkes gibi ben de kendimden parçalar buldum. Ne çok insan var daha kimbilir şurada hissettiklerimizi hisseden, kırılan, gücenen ve birilerini hayatından çıkartmak gereğini duyan. Ben bunu çok zor yapabilen bir insanım. Düşündüm de çok üzüntüler yaşadığım o çocukluk arkadaşımı bile isteyerek geride bırakamıyorum, yollar kilometreler ayırıyor bizi şu anda ve ne acıdır ki tüm yaşananlara rağmen bazı zamanlar ona ihtiyaç duyuyorumda, sanırım sırf çocukluk günlerimizdeki güzel anıların hatırına. Ben hep insanların içindeki iyiliğe ve sevgiye inandım, öyle büyüdüm, değiştim. Ama bazen gerçekten bazı insanları tanıdıkça varlıklarının bende hissettirdikleri üzerine düşünüyorum, hayatımda bir yerleri olsun istemiyorum ne acı bir şeydir bu! Pek çok dost dediğim insan benim yolum uzaklara düşünce gerçek dost olmadıklarını anlattılar türlü yollarla, uzaklık bu yüzden iyi geldi, her ne kadar yalnızlığı yanında getirse de. Şimdilerde kedimi pek çok arkadaşımdan daha çok seviyorum ve kimilerinden çok onun sevgisine ihtiyaç duyuyorum. Hayat çok tuhaf bir şey, anneannem hep allah iyi insanlarla karşılaştırsın diye dua ederdi bana, büyüdükçe daha iyi anladım ne demek istediğini. Bende aynını diliyorum sevdiklerim ailem için artık. Umarım bundan sonraki yıllar hep güzel arkadaşlıklar getirir yanında, anlayış, güzellik,sevgi ve iyilik dolu zamanlar getirir. Bazen gerçekten vazgeçmeyi bilmek gerekiyor ne kadar zor olsada. Kötü tecrübeler iyi şeylere de vesile olabiliyor aslında, mesela yeniden başlamak, yenilenmeyi hissetmek gibi...
Umarım herşey neşe içinde devam eder ve güzel anılar biriktiririz...
Sevgilerimle
İnsanların içindeki iyilik ve sevgiye inanmak :) bunu ancak içinde iyilik ve sevgi barındıran kişiler yapabiliyor. İnsanın gerçek dostları ne olursa olsun yanında kalıyor zaten ve dediğiniz gibi kalmaması gerekenler belki de hayırlı olacak şekilde gidiyor. Dost ihaneti karşısında vazgeçmeyi bilse de insan yaşadığı ihaneti sindiremiyor sadece. Ama onda da yalnız olmadığımı duyunca "neden ben?" diye üzülmüyorum artık. Hepimiz bir şekilde o noktaya gelebiliyoruz hayatta böyle insanlar oldukça...
Sil