Yeni Yıl Mim'i :)
Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır?
Zor bir soru bu. Nasıl ki ying yang’da
iyilik ve kötülük iç içedir, aslında kötü de iyi de yoktur aynı bu şekilde benim
mantık ve duygularım iç içe ve ikisi arasında karar vermem gerektiğinde öyle
bir an geliyor ki mantık da duygu da kavram olarak yitiyor. İlle bir seçim
yapmam gerekirse “Duygularına engel olamayan rasyonel” gibi bir klasman
açabilirim kendime :p
İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları
görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?
Bunu birçok sebebi var ama temelde
üretim ve tüketimin pik yapması, çok daha geniş kitlelere çok daha ucuza
tüketim ürünleri sunabilme, hızlı moda gibi her şeyi tablet tüketip yenisine
aynı iştahla saldırabilmemiz en büyük sorun. Eskiden bayramlık denen bir şey
varmış, yeni kıyafetler senede 1-2 kez bayramlarda, doğumgününde alınırmış ve
çok kıymetli olurmuş. Şimdi bize her gün bayram. Gün geçmiyor ki elimide
poşetler olmadan dönmeyelim eve. Herkes alıyor, önceleri alabilmek yeterli
olurdu şimdi o da yetmiyor. Herkes aldığını “göstermek” istiyor. Moda
bloglarının mantar gibi çoğalmasının sebebi bu. Şimdi gösterebildiği oranda
mutlu oluyor insanlar, bir sonraki aşamayı merak ediyorum açıkçası…
Çok para harcayıp, keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey
var mı?
Hmm, bir sonraki soru lütfen! :)
Şaka bir yana eskiden olabiliyordu, o an için mantıklı gözükse de sonra nerede
kullanacağım bunu dediğim bir şey. Şimdi olmuyor, çok para harcayacağım bir
şeyi zaten uzun zamandır istiyor oluyorum, gerçekleşene kadar gün sayıyorum,
aldığımda da uzun süre kullanıyorum.
Haklı olduğun bir konuda kendini savunur musun? Yoksa susmak adalet mi
dersin?
Savunurum, ama Boğa burcu özelliği
sanırım son ana kadar bir sabretme, karşımdakinin haksızlığını görmesini bekleme
durumu oluyor, baktım olmuyor kendimi savunma noktasına geldiğimde aşırı tepki
verebiliyorum. Haksızlığa uğrama, insanlar tarafından yanlış anlaşılma, yargılanma
gibi korkuları eskiden çok yoğun yaşardım. Şimdi beni tanıyan zaten biliyor,
tanımak isteyenlere de açık bir iletişimim var, tanımak istemeyip kalıba sokmak
için çaba gösterenleri de uğraşsam da değiştiremem zaten diye düşünüyorum :)
Tok gözlü müsün? Yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin?
Her şeyim olsun demenin kötü bir
yanı yok ki. Olması için çirkinleşmek başka. Şu anda sahip olduğum her şey için
şükran doluyum ama seneye sahip olmadığım yeni şeyler istiyorum, bu bir anlamda
motivasyon oluyor insan için. Herkes elinde olanla yetinip daha fazlasını
istemese o zaman çalışmanın bir anlamı kalır mı ki? Sahip olduğum her şeyden
aynı zamanda da vazgeçebilirim, “Bir Çift Yürek” kitabındaki gibi. Duygusal bir
bağım yok hiçbiri ile ama yaşarken bunları kullanmaktan keyif alıyorsam eğer
kendimi de mahrum etmem.
Bir de edinilen dostlar konusunda
tok gözlü olmanın bir manasını göremiyorum. Her dost insanın hayatına mutluluk
katan yeni bir ışık benim gözümde. Blogger’da bunun birçok örneğini gördüm, en
çok da karşılıksız içten gelen süprizler mutlu ediyor insanı. Geçen hafta
işyerinde bir paket aldım, üzerinde minik bir kalp olan. Açtım içinden kocaman
bir kalp çıktı. Pinosh’uma sonsuz teşekkürler…