Hævnen (In a Better World)



Orijinal adı “Hævnen olan “In a Better World” (Daha İyi Bir Dünya’da) Anders Thomas Jensen tarafından yazılıp, Susanne Bier tarafından yönetilmiş 2010 yapımı bir drama. Hikayesi Danimarka’da küçük bir kasaba ile Afrika’da bir kampta geçen film 2011 Golden Globe Ödülleri’nde ve 83. Akademi Ödülleri’nde “En İyi Yabancı Film”  ödüllerini kazandı.
Orijinal başlığı “Hævnen”, "The Revenge"yani intikam almak anlamına gelen film farklı yaş, cinsiyet ve ırktan insanların iç içe geçmiş hikayelerinden oluşuyor. “In a Better World”ün temel olarak sorguladıkları: kötülük ve adaletsizlik karşısında nasıl tepki veririz? Bunun karşısında savaşırız demek kolay ancak gerçekte ne yaparız? Sebepsiz saldırıya uğradığımızda ne zaman harekete geçer, ne kadar ileri gider ve hangi bedeli ödemeyi göze alırız? Hepsinin ötesinde dünyanın içinde bulunduğu acı ve ıstırap ile nasıl baş ederiz?


Filmin baş karakterlerinden biri olan Anton (Mikael Persbrandt) Danimarka’nın kırsal bir kasabası ile Sudan’da bir mülteci kampı arasında ikamet eden İsveç’li bir doktordur. Sudan’da tedavi ettiği hastaların çoğu sadist bir çete başı tarafından (çocuğun cinsiyetini öğrenmek adına iddiaya girmeleri sebebiyle) karınları yarılarak ölümcük yaralarla gelen hamile kadınlardır. Bir gün sadist çete başı kampa bacağından yaralı olarak gelir ve Anton’dan yardım ister. Bu noktada, yerel halka bu kadar acı çektirmiş ve tedavi ederken ellerinde ölen kadınların acısını duymuş olan Anton adamı ölüme terk etmek ve tedavi etmek arasında kalır. O anda intikam alabilme şansına sahiptir. Ancak mesleği gereği silahlarını kamp dışında bırakmak kaydı ile tedaviye razı olur. Sadist çete başı kamp içerisinde kendi kurbanlarını aşağılayınca Anton onu kampın dışına atarak zaten öfke ve hınç içerisinde olan yerel halkın onu linç etmesine izin verir. Halk sebepsiz yere ölen hamile kadınların ve doğamayan çocuklarının intikamını almıştır.


Anton’dan ayrılan ve boşanmak üzere olan Marianne (Trine Dyrholm) iki çocuğu (büyük olan Elias) ile Danimarka kasabasında yaşamaktadır. Filmde direk olarak verilmese de Anton’un işlediği bir kabahat yüzünden (muhtemelen aldatma) Marienne ona olan sevgisine rağmen ayrılmak, böylece Anton’un yaptığının bedelini ödemesini istemektedir. Büyük oğulları Elias okulda yaşıtı bir çocuk tarafından sürekli hırpalanmakta ve hor görülmektedir. Annesinin ölümünden sonra Londra’dan babası ile anneannesinin yanına yaşamaya gelen Christian, Elias’ın bu durumu karşısında sessiz kalamaz. Elias’ı sürekli küçük düşüren ve hırpalayan çocuğu tuvalette döver ve bıçak ile tehdit eder. İlk defa birisi tarafından savunulan ve arkadaşlığa layık görülen Elias adeta Christian ne isterse yapmaya hazır olacak şekilde arkadaşı olmuştur.


Christian annesinin ölümü yüzünden çok sarsılmıştır. Annesinin iyi olacağına dair yalan söylediği ve son zamanlarına annesinin ölmesini istediği için babasından nefret eder. Okul içi ve dışı davranışlarında adil olarak görmediği her durum karşısında fazlasıyla tepki verir. Kontrolsüz davranışları ile sarsılmış dünyasında adaleti sağlamaya çalışmakta aynı anda da babasını üzerek ondan intikam almaktadır.


Anton küçük oğlunu parkta bir kavgada ayırırken diğer çocuğun cahil, yüzeysel ve agresif araba tamircisi babası gelerek Anton’a bir tokat atar. Anton çocuklarının karşısında bu sebepsiz şiddete karşılık vermez. Ama aslında bu yapılan canını yakmıştır (akşamında gölde yüzerken bile yanağını tutar). Olaya şahit olan Christian kabullenemez ve Elias’ı da bu konuda doldurur. Anton yaşananın çocukları tarafından tekrar gündeme getirilmesi ile araba tamircisini işyerinde ziyaret eder ve attığı tokatın çocukları korkuttuğunu ifade eder.İletişim kurmaya çalışan Anton’a karşı tekrar kabadayılık ederek bir tokat ile karşılık veren cahil, agresif diğer adam Anton’a tekrar tokat atar. Bunun üzerine Christian ve Elias yapılan saldırının intikamını almak için bir bomba yaparak tamircinin kamyonetini  bir Pazar sabahı etrafta kimseler yokken havaya uçurmaya karar veririler.


Filmde aslında iletişim kurabilmenin şiddeti ve intikamı nasıl engelleyebileceği de anlatılmıştır. Christian ve babasının iletişimi en baştan beri kopuktur. Elias ve babası ise Sudan’da bile bilgisayar ile görüntülü konuşurak iletişimlerini sağlamaktadır ancak iletişimlerinin koptuğu noktada öncesin de bu fikre karşı olan Elias, Christian ile bombayı yapmaya karar verir.


Şiddet ve intikam duygularının farklı medeniyet seviyelerindeki insanlar üzerindeki etkilerini çok güzel anlatan filmde iletişim kurabilmenin önemi de vurgulanıyor. Filmin açış ve kapanış sahnesinde Sudan’daki kampta arkası açık bir kamyonette seyahat eden Anton’un gözünden gördüğümüz Afrika’lı çocuklar, gökyüzü ve o çorak toprakların birleşimi olan silüet epik denilebilecek nitelikte… Bu senenin Oscar’ını sebepsiz yere almamış bu filmi izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim…

CONVERSATION

16 comments:

  1. Bak çok merak ettim şimdiii! Tam pazar günü için, hemen bakayım :)

    YanıtlaSil
  2. doğrusunu söylemek gerekirse yazını okumadım çünkü ben de bu filmi yazmayı düşünüyorum, etkilenmek istemedim, ama gerçekten inanılmaz etkileyici bir film, izledikten sonra bir süre etkisinden çıkamamıştım!!
    bu arada bir sinema sitemiz var gakguk.net vaktin olursa bir göz at derim ;)

    YanıtlaSil
  3. Tuna'cım bence de kaçırma izledikten sonra insanda tortu bırakan ve üstüne düşünüp, yazdırmak isteyen bir film ;)

    YanıtlaSil
  4. İrem'cim sitenize ilk fırsatta göz atacağım :) yazını merakla bekliyorum bakalım neleri nasıl düşünmüşüz, çünkü her insanda farklı düşündüren ve his uyandırabilecek bir filmdi. Ben de etkisinden çıkamadım ve yazmak için aradan biraz zaman geçmesini bekledim canım :)

    YanıtlaSil
  5. Yazını bir solukta okudum, çok güzel anlatmışın, merak ettim. En kısa zamanda izlicem:)

    YanıtlaSil
  6. ne ayrıntılı yazmışsın yine.
    izlemedim.
    ama ne derler tam tipim film.
    izlerim yaz gecelerinin birinde.
    :)

    YanıtlaSil
  7. Canım çok mutlu oldum beğenmene, yazarken kaptırdım bir ara acaba uzun mu oldu diye çekinmedim değil :)) İzlersen pişman olmayacaksın, cidden güzel bir film tatlım :)

    YanıtlaSil
  8. Deep, beğenmene sevindim :) seveceğine inanıyorum, genel tarzını, yazdıklarını, beğenilerini düşününce, evet tam senin tipin bir film :))

    YanıtlaSil
  9. Bu filmi Giz yazmissa, izlenmelidir:) Yazini bilerek okumadim, izleyip ondan sonra okumayi planliyorum, sonra bir daha yorum yazarim:)

    YanıtlaSil
  10. Lulu'cum çok teşekkürler tatlım, böyle düşünmene çok mutlu oldum :) umarım beğenirsin filmi, izleyince üzerine tekrar konuşur detay noktaları tartışırız canım :))

    YanıtlaSil
  11. ben de izlemek istiyorum en kısa zamanda, senden başkalarından da duymuştum methini..

    öpüyorum tatlım :)

    http://wear-a-smile-wear-a-smile.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  12. Kesinlikle izlemelisin canım, iç içe geçmiş her bir hikayeden ayrı etkileniyor insan :) ben de öptüm tatlım...

    YanıtlaSil
  13. Hmmmm:) güzel film olmali:)
    bu gece bolca film izlemeliyim..Bu da aralarinda olacak:P

    YanıtlaSil
  14. İzle Rory'm güzel çıkarımlar yapılacak izlenesi bir film :)

    YanıtlaSil
  15. Onerini gorunce, buldum izledim az once bitti canim ^_^
    Hele de bir film odul almissa iyice merak ederim ve dramlari pek severim:)

    Biraz agir ilerleyen bir film, baslarda "acaba bu filmden mi bahsetmisti" dedim ki sonradan anlattigin yerlere geldi.Ah cocuklar ah, insan kizsa da onu da anlamaya calisiyor.Birbirlerini hic satmadilar ama,hosuma gitti.
    Can alici nokta coktu filmde,daha cok duygular vardi ki pek sevdim.

    Onerin icin tesekkurler canim,operim ^*^

    (onceki yaziyi kaldirmissin neler oldu anlamadim,kacirdim sanirim)

    YanıtlaSil
  16. Aaa izlemene çok sevindim canım benim, ben de çocukların birbirine olan itikatından oldukça etkilenmiştim sonuçta küçükler ve bayağı üstlerine gitti büyükler :)) farklı olay sarmalları içine geçmiş duygular beni de çok sarmıştı :) beğenmen çok mutlu etti beni tatlım öpüyorum ben de kocaman :)))

    (yazıya gelen yorumlar yazı ve blogu amacından sapmaya başladığı için kaldırdım canım)

    YanıtlaSil