Boris'in Yeri

Dün akşam Kumkapı’ya Kör Agop’un yerine gittik, fasıla. Mekana adını veren Agop’un hikayesi oldukça ilginç . Anlatılana göre Agop küçükken bir kaza geçirmiş ve tek gözünü kaybetmiş, karısının da aynı şekilde tek gözü görmüyormuş, hatta bir köpekleri varmış kedinin teki gözünü tırmalamış, onun da tek gözü kör kalmış. Kumkapı’nın en eski meyhanelerinden biri olan Agop’un Yeri duvarları siyah beyaz gazete küpürleriyle süslü ufak, sevimli bir yer. Mezeleri ve balıkları çok lezzetliydi, fasıl denilen şeyi oldum olası sevmediğim için saz ekibi hakkında pek bir şey söyleyemeyeceğim ama tüm masalar son derece mutlu şarkılara eşlik ediyorlardı. Bu benim Kumkapı’ya ilk gidişimdi, belki bu yüzden belki de bugüne kadar hep Kumkapı için tekin bir yer olmadığı söylentisi kulağımda olduğundan çıkışta ürkek ama merakla etrafıma bakınıyordum. O sırada birkaç dükkan ötede bir tatlıcı gördüm, Boris’in Yeri.




Vitrinde tahin, pekmez şişeleri, kat kat metal tepsiler üzerinde ekmek kadayıfları ve kaymak ruloları vardı. Hani bazı yerler vardır, zaman oralara değmez, yıllar geçse de hep aynı kalır. Boris’in Yeri böyle bir yerdi sanki. Beyaz fayans duvarlar, sarı beyaz desenli marley kaplama zemin, tahta yuvarlak taburelerin masaların etrafında durduğu sade dükkan yıllardır aynı dekora sahip gibiydi. Yediğimiz balığı bastırmak için ve de yeni bir tat denemek için dükkana doluştuk ve bir porsiyon ekmek kadayıfı söyledik.


Görüntüsünden lezzet akan tatlıdan herkes bir çatal aldı ve yaklaşık 10 saniye içinde tabak boşaldı. Ardından tabi ikincisi söylendi hemen :) Bu da yetmedi evlere paket yaptırıldı. Dükkanda duran Mehmet Bey’e nedir bunun sırrı diye sorduk? Sonuçta ekmek kadayıfı her yerde üç aşağı beş yukarı aynı olan bir tattı. 25 yıldır ailenin yanında çalışan Mehmet Bey biraz da gururla “Bizim bu tatlıyı yapışımız herkesinkinden farklıdır, sakızlıdır tatlımız, biz 3. Kuşağız bunu sürdüren” dedi.



Gerçekten de Boris’in Yeri’ndeki ekmek kadayıfı açık ara şimdiye kadar yediğim en güzel ekmek kadayıfıydı. Şerbetinin tadı bile bir başkaydı, daha karamelize ve yoğundu. Tatlı gibi kaymak da kendi üretimleri olduğundan ve her ikisi de günlük üretildiğinden tazeliği yiyene tadını damağında bıraktırıyordu. Gecenin 11.00’inde yememe rağmen hiç pişman olmadım :) Yolunuz Kumkapı’ya düşerse Boris’in Yeri’ne uğramadan geçmeyin derim…

CONVERSATION

5 comments:

  1. tavsiyerinize teşekkür ederim gittim gördüm yedim ve mükemmel heleki o manda kaymağı mükemmel tavsiye ederim sadece ekmek kadayıfı ve kaymakla sınırlı değil peynir çeşitleri de güzel mükemmel bir kahvaltı oldu ben ve arkadaşlarım için herkese tavsiye ederim !

    YanıtlaSil
  2. Manda kaymağına ben de bayıldım süt kokuyor resmen, her yerde satılanlardan çok daha farklı bir lezzeti var. Afiyet olsun :)

    YanıtlaSil
  3. Daha içeriye girerken ki havası insanın iliklerine işliyor ilk açıldığı günden hiç bir iz kaybetmeyen ambiyansıyla insanı büyülüyor masanıza gelen ilk kaymak bal oraya gittiğinizde pişman olmadığınızı kanıtlar cinsten ardından gelen mis gibi tereyağında yapılmış sahanda yumurta ve peşinden gelen birbirinden güzel yiyeceklerde cabası böyle bir mekana ölmeden önce gittiğim için şanslı hissediyorum mutlaka görülmesi gereken bir mekan...

    YanıtlaSil
  4. Ben kahvaltıya gitme mutluluğuna erişemedim ancak bir seneye yakın oldu o özlediğim tat için kısa sürede tekrar ziyaret edeceğim bu mekanı :)

    YanıtlaSil
  5. tatlım,,ben ekmek kadayıfını hiç sevmem ama kaymağa bayılırım:))
    Küçükken de annemin aldığı kaymakların ilk önce pütürlü kısımlarını yer bitirirdim:))
    Bu mekan da kaymağıyla meşhurmuş netten merak ettim,,okudum biraz,,ama sen anlatınca ekmek kadayıfını da çok merak ettim,,dediğin kadar lezzetliyse en kısa sürede Kumkapı'ya gidilmeli:))

    YanıtlaSil