Eksik Etek



Geçenlerde bir arkadaşım Giz senin yapamadığın bir şey var mı diye sordu. Şöyle bir düşündüm, pek tabi ben de bir insanım muhakkak yapamadığım çok şey vardır. Yapabildiklerimi ön plana çıkardığımdan göze çarpmıyor sadece. Hikaye yazarım, yemek yaparım (her yemeği yaparım ama blogumda sadece her yerde olmayan tatlıları yayınlıyorum), şan dersi almışlığım vardır şarkı söylerim, dvd koleksiyonumdaki filmleri eleştirel olarak didiklemeye bayılırım, edebi her şeyi severim (roman, şiir, kısa öykü fark etmez), sonra yeni yerleri keşfetmek paylaşmak çok hoşuma gider, modaya karşı aşırı bir düşkünlüğüm vardır farklı kombinasyonlar yapmayı çok severim (yakın zamanda yeni bir moda blogu gelebilir), bastıramadığım sarkastik iç sesimi zaman zaman dile getiririm.  Yapabildiklerim bunlardır. Neleri mi yapamam? Muhtemelen saymakla bitmez ancak burada en yapamadığım şeyi paylaşmak istiyorum.


Elime hiç yakışmayan, öğrenemediğim, öğrenmek için de çaba göstermediğim, yegane şey dikiş dikmek :) Çok düzgün olmasa da düğme dikebiliyorum o kadar (sarkan iplikleri sonradan kesiyorum). Örgüymüş, nakışmış, el işi, güzel DIY (do it yourself) tarzı işlermiş hak getire. Bu tarz yeteneği olan insanlara çok derin bir saygı ve imrenme duygusu besliyorum. İnsan annesi neyi güzel yapıyor ise onu öğreniyormuş demek ki. Annem harika yemek yapar ancak o da dikiş, nakış hiç beceremez. E ondan öğrenemeyince, kendim de heves etmeyince kalıyor böyle.



Nerede bir düğmeci görsem ya da kumaşçı girer bakarım. Rengarenk iplikler, düğmeler, kaliteli, güzel kumaşlar çok büyülü gelir bana. Ama o kadar :) cesaret edip de alamam.


Anneannem “Eskiler hep kendi dikerdi o zamanlar nerdeee böyle hazır giyim kuşam?” der durur. Doğru. Hazır giyimin bu kadar çeşitli ve hesaplı hale geldiği, kısıtlı zamanın da hiçbir şeye yetmediği bu dönemde benim gibiler git gite artacak gibi. Bakalım belki de yanılıyorumdur yüzlerce takipçisi olan dikiş nakış, elişi blogları beni yalancı çıkarır (çıkarması dileğiyle) ne dersiniz? :)

CONVERSATION

2 comments: