Quo Vadis?


Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Leh Yazar Sienkiewiczin epik bir klasik olan ünlü romanı ‘Quo Vadis?’te aşk, ihtiras, inanç ve zulüm dönemin yaşayışı ile harmanlanarak zengin bir şekilde işleniyor.  M.S. 1 yüzyıl Roma’sında geçen romanda bir şehri yanarken görmek için ateşe veren Nero’nun ihtirası, Hristiyanlığı yeni benimseyen halkın bölünmez inancı, Markus’un Ligya’ya tutkusu, Petronius’un yaşamı alaya alışı ayrıntılı bir portre çizerek anlatılıyor.



Genç ve inançlı Ligya’ya aşık olan soylu Marcus roman boyunca aslında bir dönüşüm geçirmektedir. Ligya’ya duyduğu sevgi karşısında sık sık hayrete düşen gencin soylulara has kibir ve sahip olma hırsı zamanla yerini saf bir aşka bırakır. Davranışsal olduğu kadar psikolojik bir dönüşüm de geçiren Marcus sonunda hristiyan olur. Burada din olarak hristiyanlığı benimsemesi arınmasını sembolize eder.


İnce zekası ve zevki ile imparator Nero’ya  birçok konuda akıl veren zerafet ve güzellik hakemi Petronius, bilerek ve isteyerek imparatoru alaya almaktan çekinmez. İhtişam ve eğlenceye düşkünlüğüne rağmen ölümü önemsemez. Hayatı çirkinleştirecek şeylerden özenle kaçan Petronius, Nero’ya boyun eğme çirkinliğine katlanmaktansa, verdiği bir davette zevk ve sefahat içerisinde bileklerini keserek ölmeyi tercih eder. Bir yanda canını kurtarmak için tüm gücü ile kaçan halk, diğer yandan yaşamdan vazgeçme lüksünü kendinde gören soylu bir adam anlatılmaktadır. Kitapta dönemin yaşayışındaki uçlar çok başarılı tasvir edilmiştir.


Alevler içinde yanan bir şehirden herkes gibi kaçan havari Petrus efsaneye göre yolda İsa Peygamber ile karşılaşır. Burada Petrus’un İsa’ya sorduğu “Quo Vadis?”, yani “Nereye gidiyorsun?” sorusu aslında roman boyunca Roma’nın ahlaki yozlaşmasına yöneltilen bir sorudur. Tarih, edebiyat, aşk üçgeninde işlenen destansı bir roman olan “Quo Vadis?” okunması gereken bir baş yapıttır.



CONVERSATION

0 comments:

Yorum Gönder